Deyim yerindeyse Türkiye borç içinde…
Nereden mi biliyorum?
Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu'nun verilerinden.
İnceleyin bu verileri siz de görürsünüz.
Bireysel borçlar, KOBİ'lerin borçları ve çiftçilerin borçları…
Toplamda yaklaşık 9,5 trilyon TL'ye ulaşmış durumda.
Tam rakam da verebilirim; bireysel kredi ve kredi kartı borçları mesela; 4,1 trilyon TL.
KOBİ’lerin kredi borçları 4,4 trilyon TL.
Hepimizi yedirip içiren "milletin efendisi" saydığımız köylülerimiz yani çiftçilerimizin durumu daha da feci. Bankalara olan kredi borçları 868 milyar TL'yi buldu.
Birilerinin söylediği gibi ekonomide pembe bir tablo falan yok. Eğer bir tablo varsa o da kapkara!
Gelin bir de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun takipteki alacak verilerine bakalım: Sadece KOBİ kredilerinde takipteki alacak miktarı son bir yılda yüzde 65 artmış.
KOBİ kredilerinin yüzde 44’ünü veren kamu mevduat bankalarında takipteki alacak oranı ise bir yılda ikiye katlanmış halde.
Bankalara olan bireysel kredi ve kredi kartı borçlarına bakalım bir de: Daha şubat ayının ilk haftasında, kredi ve kredi kartı borcu 54,7 milyar lira artarak 4 trilyon 15 milyar liraya ulaştı.
Bunun anlamı ne biliyor musunuz?
Vatandaş artık günlük temel ihtiyaçlarını bile kredi kartlarıyla karşılamak zorunda kalıyor.
Banka faizleri ise durumu daha da kötüleştiriyor. 2021’de ‘Nas böyle emrediyor’ diyerek başlatılan faiz indirim sürecinin ardından vatandaşların bankalara ödediği faiz tam 7 kat arttı: 2024’te bireysel krediler için 515,6 milyar lira, kredi kartı borçları için 341 milyar lira olmak üzere toplamda 856,6 milyar lira faiz ödendi.
Bu rakamlar, yanlış ekonomik politikaların faturasının vatandaşa kesildiğini açıkça ortaya koyuyor.
Böyle bir ekonomik ortamda vatandaş hasıl mutlu olsun?
TÜİK dün 2024 yılına ilişkin Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Buna göre mutlu olduğunu beyan eden 18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı, 2023 yılına göre 3,1 puan azalarak yüzde 49,6’ya gerilemiş.
Yani nüfusun yarısı MUTSUZ!
En mutsuz yaş grubunu da söyleyeyim: Yüzde 56 ile 65 yaş üstü. Yani emeklilerimiz!
Tüm ekonomik göstergeler, Türkiye’nin ciddi bir çıkmazın içinde olduğunu gösteriyor.
Kayıtlara düşülsün diye yazıyorum;
2025'in şubat ayı bitmek üzereyken içinde bulunduğumuz durum aynen şöyle:
Üretim düşüyor.
Halk borç batağına sürükleniyor.
Gelir adaletsizliği derinleşiyor
Bütün fatura yine vatandaşa kesiliyor!