Çok değil haziran ayında yazmıştım “Böyle dostluk olmaz olsun” başlıklı yazımı…
Anlaşılan kimileri bu ifademi bir hayli yanlış anlamış, 'Kadın dostu Kent; Samsun' projesini tamamen sona erdirmiş.
Samsun'da, 2011 yılında "Birleşmiş Milletler Kadın ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı" kapsamında uygulamaya konulmuştu 'Kadın Dostu Kent: Samsun' projesi…
Dönemin Samsun Valisi Hüseyin Aksoy'un talimatıyla vakit geçirilmeden kamu kurum ve kuruluşları ki bunların içerisinde Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı, ilçe belediyeleri, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Jandarma, İl Müftülüğü ve kentte kadın haklarının güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapan sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve çok sayıda aktivistin katılımıyla, hayata geçirilmişti.
'Kadın Dostu Kent: Samsun' projesi kapsamında özellikle 17 ilçede hatta daha lokal bölgelerde bile kadınların uğradığı her türlü şiddet başta olmak, hazırlanan Kadın Eylem Planı ile de çok güzel çalışmalar gerçekleştirildi, bölgelerdeki muhtarlardan ve din adamlarından tutun da kadınların eğitimine kadar birçok insana ulaşıldı.
Bu çalışmalarla Samsun kadınların yaşadıkları başta şiddet olmak üzere, çocuk istismarı gibi konularda da duyarlılık oluşturulmasında büyük katkılar sağladı.
Hatta şimdiye hiç kimsenin cesaret bile edemediği aile içi ensest başta olmak üzere, başlık parası ve çocuk gelinler konusunda da Samsun'a özel çalışmalar yapılmasında işte bu projenin ve çalışmaların büyük katkısı oldu. Verilen eğitimlerde 10 bina yakın kişiye ulaşılarak, belki de Türkiye'de ilk kez Kadına Şiddeti Önleme Planı da bütün illerden önce Samsun'da hazırlandı.
2010 yılından bu yana uygulanan ve şimdiye kadar Vali Hüseyin Aksoy'dan bu yana çok sayıda vali değişmesine rağmen, aktivistlerin ve sivil toplum örgütlerinin büyük katkılarıyla devam eden bu çalışma öğrendiğime göre bu yıl sonlandırılmış.
Buna bağlı olarak İl Kadın Eşitlik Komisyonu da lağvedilmiş.
Gerekçeyi merak ettim; öğrendiğime göre idareciler 'kadın' üzerinden çalışma yapmayı doğru bulmadıklarını 'aile, gençlik' başlığı ile çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorlarmış.
Elbette aile bu toplumun temel taşı ve olmazsa olmazıdır ve ailenin geliştirilmesi, desteklenmesi, sorunların çözümü için çalışmalar yapılması gerekir.
Ancak kadının şiddet gördüğü, dövüldüğü, hatta canına bile kastedildiği bir yerde 'aile' diye bir kavramdan bahsedemezsiniz.
Bir yandan eşitlikçi yasal düzenlemeler yapılırken, diğer yandan kadını doğurganlık üzerinden aile içinde tutacak, yaşadığı şiddete ve korkuya rağmen 'aile' dayatması içine sokmak, şimdiye kadar elde edilen kazanımların da çöpe atılması anlamına gelir.
Kadını yok sayan, yaşam alanını daraltan, antidemokratik, baskıcı ve cinsiyetçi yaklaşımlara da yeşil ışık yakmaktan başka bir şey değildir.
Kadınların erkek egemen zihniyetin insafına ve evinin içine iyice terk edileceği anlamına gelir.
O yüzden Samsun'da 'Kadın Dostu Kent' projesinin devam ettirilmesi gerektiğinin kuvvetli bir savunucusu olduğumu belirtmek istiyorum.
Gerçek bir aile olmak istiyorsak önce kadınlarımızın sorunlarını anlayabilmeli, bu kentte nelere ihtiyaçları olduğunu bilmemiz gerek, Bunun için de öncelikle onlarla dost olmayı, neler yaşadıklarını öğrenmemiz gerek.
Kadın dostu kent olmanın birincil koşulu ise 'güvenli kent' olabilmektir.
Kadınların rahatça sokaklarında gezemedikleri, kendi başlarına bir yere gidemedikleri, kendilerini güvende hissetmedikleri ve can korkusu yaşadıkları bir kent, ailelerin mutlu olabilecekleri bir kent midir?
Samsun'da son aylarda yaşanan kadın cinayetlerine bakarsanız hiç de öyle olmadığını çok net görürsünüz.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 'aile', Gençlik ve Spor Bakanlığı ise 'gençlik' ilgili zaten çok önemli görevler üstleniyor. Kadını önceleyen, kadın öznelinde projeler üretip sorunlara eğilen 'Kadın Dostu Kent' projesinden gelin vazgeçmeyin.
Gelin; 'Kadın dostu kent' olmaktan çekinmeyin.
Ve unutmayın; kadın özgürlüğü için mücadele etmek, her erkeğin annesine borcudur.