Toplumsal cinsiyet eşitliği.
Son yıllarda sıklıkla duyduğumuz bir kavram haline geldi.
Bir kısım çevreler kadın ve erkek cinsiyetinin yanında üçüncü cinsiyetin de kabul görebilmesine yönelik, planlı, programlı bir 'çalışma' olduğunu öne sürerek, kavramın içini boşaltmaya, çalışıyorlar.
Kadına yönelik her türlü iyileştirmeden öcü gibi korktukları için, kadınların özgürleşmelerine giden yolu bir şekilde kesmeye adeta kendilerini adadıkları için, bu kavrama da böyle bir kulp taktılar.
Dar kafalılığın, geriliğin, saçmalamanın daniskası.
Halbuki Türkiye gibi ülkelerde kadınların sosyal hayatın yanında, iş yaşamında, siyasette kısacası toplumun her alanında sırf cinsiyetlerinden dolayı ikinci planda tutulmalarına karşı çıkmak ve bu yöndeki uygulamaları ortadan kaldırmayı amaçlayan bir kavram 'toplumsal cinsiyet eşitliği.'
Karadeniz Yeni Ufuklar Derneği geçtiğimiz günlerde, bu kapsamdaki bir projeye beni de davet etti.
Projenin adı; "Güvenli Kentler İçin Daha Çok Eşitlik Daha Çok İzleme Projesi.'
Kentsel haklar ve hizmetler alanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik hazırlanmış bir proje.
Toplumsal cinsiyete duyarlı kentsel haklar ve hizmetler alanında yerel düzeyde belediyelerin çalışmalarının izlenmesini öngörüyor.
Proje’nin hedef kitlesini, Samsun, Çanakkale, Rize, Hatay, Manisa, Eskişehir ve Antalya illerinde kadının güçlenmesi alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, kent konseyleri kadın meclisleri ile belediyeler oluşturuyor.
Samsun'da izlenecek iki belediye ise; Samsun Büyükşehir Belediyesi ile Atakum Belediyesi.
Bu kapsamda üç gün boyunca “toplumsal cinsiyet anaakımaştırma politikaları", "toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve veri analizi", "hak temelli izleme ve değerlendirme", "kentsel haklar ve hizmetler alanında uluslararası norm, standart ve göstergeler” konulu eğitimler aldık. Oldukça verimli toplantılardı.
Şimdi ise sıra izlemede.
Samsun'da bu iki belediyenin kentsel haklar ve hizmetler alanında uygulanan tüm hizmetlerini, toplumsal cinsiyet perspektifi ile izleyip, değerlendirip, raporlayacağız. Ardından da kamuoyu ile paylaşacağız.
Hedeflerden birisi de kentlerdeki kamusal alanın kadınlar ve kız çocukları başta olmak üzere özel ihtiyaç sahibi gruplar için güvenli ve güçlenmeye katkı sunar biçimde cinsiyete duyarlı bakış açısıyla yeniden düzenlenmesi için gerekli dönüşümün sağlanması.
Farklı siyasi görüşlerden çok sayıda kadının katıldığı projenin uygulaması kasım ayı itibariyle başlıyor.
Samsun'da kadınlar kentsel haklardan bakalım ne derece yararlanabiliyor, hakları veriliyor mu, bu yönde çalışmalar yapılıyor mu?
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ve Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci proje sonunda sınıfı geçebilecekler mi, doğrusu ben de merak ediyorum.
***
Dün pazardı. Kimimiz evlerimizde dinlenirken, kimimiz de dışarıda, güzel havanın tadını çıkarırken, sosyal medyada gündeme düşen bir haber, yürekleri dağladı.
1,5 yaşındaki Elif, şiddet kurbanı oldu. Üstelik babasının attığı yumrukla.
Gaziantep'te babası Mehmet Yılmaz'ın 'yemek yemediği için' yumruk attığı 1,5 yaşındaki Elif Hazal Yılmaz, tedavi gördüğü hastanede 4 günlük yaşam mücadelesini kaybetti.
İsyan etmemek, acı çekmemek mümkün değil.
Öfke akıl almaz şekilde ülkenin her yerinde dolanıyor.
Mantıktan, düşünmekten akıl almaz bir hızla uzaklaşıyor toplum.
Ekmeği yere attığı için bebeğe yumruk atıp öldüren bir baba.
Daha da ötesi bir örnek olamazdı sanırım.
Kötülerin 'öfke'si kadınları, çocukları, ‘masumları’ öldürüyor ve hiçbir şey yapamıyoruz!