Nur Hilal Gündüz, Tuğçe Yıldız ve Ecem Çelebiç.
Kim bu üç kadın, söyleyeyim;
Ordu'nun Fatsa ilçesinde halkın tepkilerine rağmen 2014 yılından itibaren çalışan ve siyanürle altın ayrıştırması yapan şirkete dava açan
Fatsa Doğa ve Çevre Derneği'nin avukatları.
Yöre halkının tüm tepkilerine rağmen şirket 2014 yılından itibaren bölgede siyanürle altın ayrıştırması yapıyordu.
Bu üç avukat Samsun Bölge İdare Mahkemesi'nde açtıkları davayı titizlikle takip ettiler ve başardılar. Samsun Bölge İdare Mahkemesi şirkete açılan ruhsat iptali davasında yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Bu harika kadın avukatlardan Samsun'da da var.
Örneğin Serpil Dönmez. Çarşamba'da biyokütle enerji santraline karşı açılan davada, mahkeme kararıyla santralin kapısına mührü vurduran oydu.
Danıştay ve yeniden idare mahkemesi süreci derken, ikinci kez, 'ÇED gerekli değildir' onayının iptaline kararını da o aldırdı ve santral için mühür yeniden göründü.
30 günlük süre doldu ama santralin kapısında hala mühür vurulmayınca Serpil Dönmez gitti, yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu, "Mahkeme kararını uygulayın' çağrısı yaptı.
Birileri 'mühür vuruldu ama iç kapıya' diye kulaktan kulağa fısıldasa da, doğru dügün bir açıklama yapan hala yok.
Mühür vuruldu mu vurulmadı mı, o santral çalışıyor mu çalışmıyor mu belli değil.
98 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği kazanımlarla, kadınlarımız evini, yuvasını yapmak ve korumakla kalmamış yöresini, çevresini, toprağını, ormanını, kısacası biz biz yapan değerlerimizi korumak için mücadele ediyor.
Bu mücadele sadece çevreyle de sınırlı değil üstelik. Samsun'da su zammının iptal edilmesinde de kadınlar en ön safta, sağlık çalışanlarının hak mücadelesinde de.
Daha dün Samsun Tabip Odası Başkanı Funda Furtun basın toplantısı yaptı, sağlıkta dönüşüm programı nedeniyle iş yükü artan hekimler ve diğer tüm sağlık çalışanlarının, COVID-19 salgını koşullarında daha da artmış bir iş yükü ile karşı karşıya kaldıklarını..
Buna rağmen emeklerinin karşılığını alamadıklarını, kendilerine “Hakkınız ödenmez” denildiğini de hatırlattı.
'Gerçekten de hakkımız ödenmedi, geçinemiyoruz" diye isyan etti. Hekimlerin maaş ve emekli aylığına etki edecek 7200 Ek göstergenin uygulanması ve özel hizmet tazminat oranlarının yükseltilmesiyle maaşlarda en az 150 oranında artış talep etiklerini duyurdu.
Ah şu kadınlar hiç susmuyorlar!
Bir taraftan kadın cinayetleri,
kadına yönelik şiddet,
kadın emeğine dönük saldırılar,
toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunlarıyla boğuşurken diğer yandan sosyal adaletsizliklere karşı da seslerini çıkarıyorlar.
İyi ki de susmuyorlar, iyi ki de korkmuyorlar.
Türkiye'nin geleceğini onlar kurtaracak çünkü...