Zor bir temmuz ayını daha geride bırakmaya hazırlanırken, Karadeniz'de insanın neden olduğu felaketler, bir bayramı daha hepimize zehir etti.
Rize'de etkili olan sağanak yağışlar, Çayeli, İkizdere ilçelerinde sele, heyelanlara ve can kayıplarına neden oldu.
Doğu Karadeniz başta olmak üzere, Karadeniz ikliminin görüldüğü illerde neredeyse her şiddetli yağış sonrası taşan dereler, çevreye, iş yerlerine ve tarım arazilerine ciddi zararlar vermeye devam ediyor.
Sel ile birlikte yaşanan heyelanların yaşandığı yerlere bir bakın; birçoğu HES'lerin yoğunlukta olduğu ilçeler.
İklim değişikliğine bağlı olarak son yıllarda sıklıkla yaşanan seller, heyelanlar ve bunlara bağlı yaşanan can kayıplarının ve hasarların son yıllarda giderek artmasın yetmiyormuş gibi, doğaya insan eliyle yapılan müdahaleler, felaketin daha da korkunç bir hal almasına neden oluyor.
Çünkü bu felaketler, dere ve nehirlerin doğal alışkanlığı olan ana yatak bölgelerinde değil, plansız ve çarpık yapılaşmanın olduğu ana arterlerde meydana geliyor.
TMMOB'a bağlı Mimarlar Odası, Karadeniz Bölgesi'nde iklim kriziyle de tetiklenen şiddetli yağışların ve etkilerinin giderek artmasının, bilimsellikten uzak, yanlış kent ve kırsal alan politikalarının sonucu olduğuna işaret ediyor.
Nedir bu politikalar?
Yeşil örtünün tahrip edilmesi, ormansızlaşma, açılan arazi yolları, yanlış tarım uygulamaları, yanlış imar planları, çarpık ve plansız kentleşme, topografyanın özelliklerine uyulmaması, dere yataklarının ıslah edilmemesi.
İşte tüm bunlar iklim değişikliğine bağlı yağış artışı ile birleşince de sel ve heyelanlardan kaynaklanan afetler meydana geliyor.
Yapılması gereken o kadar açık ki bir kere Karadeniz’de dere yataklarına ve onları besleyen havzalara müdahalelerin kesinlikle durdurulması ve doğal yapının korunması şart.
En önemlisi de dere yataklarında imarın mutlaka durdurulması ve yapılaşmaya sınırlama ve denetim getirilmesi.
Ayrıca uzun vadeli bir kentsel planlama ile sağlıklı arazi politikaları, uygun imar ve yerleşim ilke ve planlarının belirlenerek uygulanması da büyük önem taşıyor.
Unutulmamalı ki, toprak üretilemeyen bir kaynaktır ve oluşumu için binlerce yıl gerekmektedir.
***
BU ACELE NEDEN?
Samsun 2. İdare Mahkemesi, Büyükşehir Belediyesi'nin Cumhuriyet Meydanı projesinin yürütmesini durdurdu.
Hatırlanırsa kentsel dönüşüm kararı verilen bölgedeki bazı mülk sahipleri, Büyükşehir Belediyesi’ne açılan dava açmışlardı.
Kararın gerekçesiyse 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 73/2 maddesine göre; kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanının, 5 hektardan az olarak belirlenmesi.
Büyükşehir Belediyesi'nin eski Bafra Otogarı'nın orada AKM'nin dibinde yapmak istediği minibüs terminali projesinin iptali için açtığı dava da yakında sonuçlanır.
Hemen karşısındaki Akıllı Şehir Yönetim Merkezi binası için yürütmeyi durdurma kararı alınmıştı. Bina tamamlanmadan şimdi bir ucube gibi öylece duruyor.
Diyeceğim; bu işler 'ben yaptım oldu' anlayışıyla olacak işler değildir. Şehrin sivil toplum örgütleriyle bir araya gelip, alelacele değil, birlikte konuşarak çözüm üretilmesi gereken projeler olmalıdır.
Acele iş, insanın ayağına dolanır yoksa...
***
Suriye Fırat Kalkanı Bölgesi'nde PKK/YPG'li teröristlerce askeri araca düzenlenen saldırı sonucu şehit olan Havzalı hemşehrimiz Sözleşmeli Er EMRAH ARSLAN ve Ordu Akkuşlu İstihkam Astsubay FATİH GÜNEY'e Allah'tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.
Milletimizin başı sağolsun.