Yazının başlığının oldukça dramatik olduğunun ben de farkındayım.
Ama hepimiz biliriz, yaşlılarımızın çok kullandığı bir kelimedir "kefen parası."
Rahmetli babaannem, naylon torbaya kat kat sararak, sandığın dibinde sakladığı kefen parasını bana gösterdiğinde, boynuna sarılıp gözyaşlarıyla ağladığımı şimdi bile hatırlarım.
Sonuç olarak kefen parası, büyüklerimizin o elim gün için, cenaze masraflarında kullanılmak üzere beklettiği para cinsidir.
2025 yılına girmeye şunun şurasında 1 ay gibi bir zaman kaldı.
Hatırlarsanız, Türkiye İstatistik Kurumu, 2025 yılı vergi, harç ve cezalara uygulanmak üzere yeniden değerleme oranına esas olan veriyi kasım ayı başında açıkladı.
Yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 olarak belirtildi. Şayet Cumhurbaşkanı'nca bir değişiklik yapılmazsa bazı vergi, harç ve cezalar önümüzdeki yılbaşından itibaren yüzde 43,93 oranında zamlı ödenecek.
Emlak vergisinden tutun da çevrede temizlik vergisine, harçlara, vergi cezalarına, trafik cezalarına, Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne kadar birçok kalemde zamlarla karşı karşıya kalacağız.
Yeniden değerleme oranının belli olmasıyla birlikte vergi dilimlerinde de artış yaşanacak.
Ve en önemli veriye dikkati çekmek istiyorum; BÜTÇE AÇIĞINA…
Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı ekim ayında 95 milyar 461 milyon TL açık verirken, 2024 yılı ekim ayında 186 milyar 271 milyon TL açık verdi. Kasım ayında kaça çıktı, önümüzdeki aralık ayında öğreneceğiz.
Bilenler bilir; bütçe açığı, bütçe giderlerinin bütçe gelirlerini aşması sonucu ortaya çıkan açıktır.
Ve şu anda bütçe açığı 2,5 trilyona koşuyor.
Bu açığı nasıl kapatacaksınız: Yanıt çok basit: Ya para basacaksınız ya da vergilerin yanında yeni vergiler koyacaksınız, ceza ve harçlara zam yapacaksınız.
O yüzden kredi kartından bile vergi alınmak istendiğini ancak tepkiler üzerine son anda iptal edildiğini hatırlarsak, 2025 yılının "hiç akla gelmeyen vergiler" yılı olacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Hele de kendi yağıyla zar zor ayakta durabilen şirketler için de durum iç açıcı görünmüyor.
İyi bir ekonomistimizin bu durumdaki şirketlere uyarısı, "nakit akışını yönetin, verimliliğinizi artırın ve mutlaka zor zamanlar fonu oluşturun" olmuş.
Doğru söylüyor, üstelik bu sadece onlar için değil esnaf ve diğer ticaret erbabı için de kulakta küpe olmalı.
Aksi halde tüm kaynaklarınız bir anda "kefen para"nız olabilir çünkü!
NOT ETTİKLERİM:
-Küresel milyarder nüfusu yüzde 4 artarak 3.323 kişiye ulaştı. Yapılan araştırmaya göre, New York 144 milyarder sayısıyla ilk sıraya yerleşirken, Hong Kong 107 milyarder ile ikinci sırada, San Francisco ise 87 milyarderle üçüncü sırada yer aldı. Türkiye’den İstanbul ise 34 milyarder ile listenin 12. sırasında yer aldı.
-Mevduat dolarizasyonunda düşüş ivmesi devam ediyor. 8 Kasım haftası itibariyle kur korumalı mevduatlar da dahil döviz mevduatlarının toplam mevduatlara oranı yüzde 42,5 ile 2018'den bu yana en düşük seviyeye geldi. KKM hariç döviz mevduatlarının toplam mevduatlara oranı ise yüzde 34,7 seviyesine kadar geriledi.
GÜNÜN SÖZÜ:
“Hayat bizi dört işlemle sınar. Gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini der.”
Tolstoy