Şu anda ekonomideki darboğazı aşmak, enflasyon sorununu çözmek için neler yapıyoruz, önce onu hatırlayalım:
Adına 'Orta Vadeli Program' denilen bir programı uyguluyoruz.
Bu programın temel argümanı nedir; sıkı para politikası.
Bu politikanın açılımı ise özetle şöyle:
Memurun, emeklinin, işçinin aldığı ücretleri baskıla…
Dar gelirlinin kemerini sıktıkça sık…
Acı reçeteyi düşük gelir gruplarına uygula…
Vergileri ve zamları tırmandır…
Böylece halka soluk aldırma…
Özetle enflasyonun bütün yükünü yoksul kesimlere yükle…
İşte sıkı para politikası dediğimiz tam olarak budur!
Ve 2023 seçimlerinden bu yana bu politikayla enflasyonu düşürmeye, fiyatları aşağı çekmeye çalışıyoruz.
İşe yaradı mı?
Bence yaramadı. Her ne kadar enflasyonda düşme var desek de "baz" etkisiyle olduğunu sağır sultan bile biliyor.
Devlet para basıyor basmasına da kamunun tasarruf edileceği söylenen harcamalarından sıra gelmiyor ki...
Öyle ki bütçe dışı fonların sayısı tırmanıyor, bazı vakıflara aktarılan kaynakların haddi hesabı yok.
Yani tarıma, hayvancılığa, üretime gitmiyor basılan paralar…
Her ne kadar iktidar kanadından 'her şey kontrol altında' mesajları gelse de reel ekonomiden gelen feryatlar gün yüzüne çıkmaya başladı. Şu anki tabloda; reel ekonomi kan kaybediyor, talep düşürülmeye çalışılırken konkordato patlıyor, iflas riski tırmanıyor.
Bakın geçtiğimiz günlerde açıklanan işsizlik rakamları, enflasyondan sonra şimdi de işsizlik sorununun kucağımızda olduğunu ortaya koydu.
İşin daha da kötü tarafı, bütçe ağı da giderek büyüyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, 2024 yılı temmuz ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 827,7 milyar TL, bütçe gelirleri 730,9 milyar TL ve bütçe açığı 96,8 milyar TL olarak gerçekleşti.
Oysa ki geçen yıl aynı dönemde bu açıklar sırasıyla 434,7 milyar TL ve 121 milyar TL idi.
Bizi bu kötü gidişattan kurtaracak olan üretim. Peki, bunun için yatırım yapılması gerekmiyor mu? Öyle ama ne gezer. Yatırımlarda da durum içler açısı.
Rakamlarla söylüyorum, teşvik belgesine bağlanan yatırım sayısı, haziranda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 38 düşüşle 771’e, yatırım tutarı yüzde 43,3 azalışla 63,37 milyar liraya geriledi.
İlk yarıdaysa teşvik belgeli yatırım tutarı geçen yılın aynı dönemine göre nominal bazda yüzde 42,8 azalarak 438,5 milyar liraya indi.
Peki çare ne?
Yeniden Amerika'yı keşfetmeye ihtiyaç yok. Çözüm belli.
Sıkı para politikası yanında maliye politikası ve üretim politikasının eşzamanlı olarak uygulanması…
Çünkü sıkı para politikası ile enflasyonu düşürseniz de hayat pahalılığını nasıl çözeceksiniz.
Onun da çözümü belli.
Adam akıllı üretim politikalarıyla.
Yani işin sırrı: ÜRETİM ÜRETİM ÜRETİM…