Bilindik bir atasözümüz var; "Göle su gelinceye kadar kurbağanın gözü patlar" derler.
Yani, "Ferahlatıcı bir duruma kavuşulacağı belli olsa bile, sonucun çok gecikmesi, onu yararsız kılar ve bekleyeni yoksunluk içinde kıvrandırır" demektir.
Daha sade anlamı; "Ne kadar zorluk yaşarsanız yaşayın, sabretmezsek sonuç iyi olmaz" gibi bir şey.
Türkiye'de "faiz sebep enflasyon sonuç" denilerek, yüzde 8'lere kadar düşürülen, buna karşılık enflasyonun patladığı 2023 seçimlerine kadarki son 2 yılda, yabancı yatırımcıların neredeyse tamamına yakını, Türkiye'ye yatırım yapmaktan vazgeçmişlerdi.
Hatta yabancı yatırımcıların devlet tahvillerindeki payı yüzde 0,54’e, yani yok sayılacak seviyeye gerilemişti.
2023 genel seçimleri sonrasında hafif bir hareketlenme olsa da yine de dikkat çekecek düzeyde bir giriş yaşanmadı.
Ta ki yerel seçimlere kadar…
Mehmet Şimşek ve ekibinin ekonominin başına geçmesi ve Haziran 2023’ten itibaren Merkez Bankası’nın geleneksel para politikasına dönüşüyle birlikte politika faizi artırımları başladı.
Hatırlarsanız; bu yıl mart ayına kadar Merkez Bankası yüzde 8,5 politika faizini yaptığı artırımlarla yüzde 50 seviyesine çıkardı.
Marttan sonra gerçekleşen son 7 toplantıda ise politika faizinde değişiklik yapılmadı, sıkı para politikası ve temkinli duruşun enflasyonda belirgin bir iyileşme sürene kadar devam edeceği vurgulandı
Bu politikalarla birlikte yabancı yatırımcılar da yerel seçim sonrası Türk tahvillerine hızlı giriş yaptılar ve 5 yılın ardından bu alandaki paylarını yüzde 10’un üzerine çıkardılar. Ancak denilen o ki; yabancıların devlet tahvillerine olan ilgisi 18 Ekim itibariyle yeniden yüzde 9,37’ye indi.
Yani ne yaparsak yapalım bir türlü yabancı yatırımcıları özellikle de uzun vadeli olanları Türkiye'ye hala çekemiyoruz.
Gelenler daha çok, yüksek faizden yararlanmak ve para kazanmak için gelen kısa vadeli olanlar.
Hatta Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre geçen yıl ekim sonunda 8,56 milyon olan hisse senedi yatırımcısı sayısı, 28 Ekim itibariyle 7 milyona geriledi. Böylece son 1 yılda hisse senedi yatırımcısı 1,52 milyon birden azaldı.
Yabancının tahvile daha hızlı ve iştahlı girişini görme imkanı var mı?
Bunun için 2 gelişmenin beklendiği söyleniyor. Bunlardan ilki; 1 Kasım’da uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin yapacağı, Türkiye'ye ilişkin not değerlendirmesi.
Diğeri ise 5 Kasım’da yapılacak olan ABD seçimleri.
Ekonomide adeta hacı yolu gözlenir gibi beklenen dış yatırımcılar bir türlü gelmezken, Tusaş’a yapılan terör saldırısı sonrasında, içerde insanlarda 'yine birtakım düğmelere basılıyor' tedirginliği de ortaya çıkmaya başladı.
Bunun yanında ekonomik sıkıntı sokağa yansırsa ne olacak tedirginliği de cabası.
Bölgemizde haritaların yeniden çizilmeye çalışıldığı bir süreçte toplumsal sağlığımızda ciddi bir risk oluşturabilecek güven sorunu var.
Özellikle hane halkı yani bizler, enflasyonla mücadele konusunda açık bir şekilde güven problemi yaşıyoruz. Nereden mi biliyorum, TÜİK'in yaptığı anketlerde vatandaşlar, hala bir yıl sonrasında enflasyonu yüzde 70'lerde tahmin ediyorlar da ondan.
Yani bir an önce bu yatırımcıların ülkeye giriş yapmaya başlamaları iyi olacak. Bir de vatandaşın ekonomide ve iç politikada duyduğu güven sorununun önüne geçilmesi gerektiğini de görünür olmaya başladı.
Aksi taktirde; en başta da söylediğim gibi, inşallah göle su gelene kadar kurbağanın gözü patlamaz!