Sadece Türkiye'nin değil şu anda birçok ülkenin en önemli sorunlarının başında 'sosyal güvenlik ve sağlık reformu' geliyor.
Türkiye, birkaç kez sosyal güvenlik konusunda iflas aşamasına gelmiş bir ülke.
Bu krizleri ya primleri artırarak ve emeklilik yaşlarını yükselterek aşmaya çalıştık.
Şimdi de benzer bir krizle karşı karşıyayız.
SGK'nın 2023 açığı 39,4 milyar liraydı. 2024 yılında ise SGK'ya yaklaşık 971 milyar lira ödenek öngörülmüştü. Bakan Işıkhan daha mart ayında, SGK'nın 2024 yılı finansman açığının 385 milyar 655 milyon 371 bin lira olduğunu ifade etti.
Yani SGK'nin açığı katlanarak artıyor. 2024'te 385.6 milyar TL açık vermesi bekleniyor.
Durum böyle olunca, hükümetin emekli sistemi üzerinde ciddi bir çalışma başlattığına ilişkin haberler de gündeme gelmeye başladı.
Buna göre; emekli yaşı ve prim gün sayısı yeniden belirlenecekmiş. "Emekli yaşı erkeklerde 65 kadınlarda 60 olarak sabitlenecek. Herkes ödediği pirim miktarına göre maaş alacak" diyorlar.
Emeklilik sisteminin genel kabul gören denge oranı en az 3 çalışanın 1 emekliye bakması şeklindedir. EYT'nin ardından Türkiye'de her 2 çalışan 1 emekliye bakacak duruma gelmiş görünüyor. Bu durumda, sistemin yaşatılması da hakikaten kolay görünmüyor.
Durum böyleyken Türkiye'de üretim ve onu destekleyen teknoloji bize hala çok uzak kaldı.
Adeta kuru kalabalıklar gibi yaşıyoruz. Bizi ülke olarak cazip hale getirecek ne bir eğitim ne bir insan sermayemiz yeşermiyor.
Koltuk sevdası bitirdi bizi. Memleket sevdası yok oldu, taraf olduk, zihinlerde bölündük.
Çalan bizim hırsız ise göz yumduk, sonuçlar ortada.
Bize bizi sahaya sürecek yeniden yeşertecek iktidarlar lazım.
Bu ülkede gençler ben merkezli. Orta gelir grubu eridi. Ne erimesi çöktü resmen. Kurtuluş Savaşı vermiş bu yüce millet, enflasyon farkı için dilenir hale geldi.
Yapısal reformlar yapılmadığı sürece biz bu krizlerden zor kurtuluruz. Bir gün cari açık, ertesi gün sosyal güvenlik açığı, başka bir gün emeklilik sistemi olur bu krizin patladığı yer.
Peki, bu kısır döngüden ne zaman çıkacağız?
Yanıt aslında çok basit: Bir gün çıkarız çıkmasına da. Bu çıkış, ya kendi isteğimizle olur ya da ağır bir krizle!
Yoksa bu gidişle bizden sonrakiler emekliliği biz ancak mezarda götürecekler!
Uyuşturucu tacirleri narko köpeği SEM'den kaçamadı