Samsun'u turizmde ileriye taşıyacak çok önemli bir projeydi yeni Arkeoloji ve Etnografya Müzesi.
Finansmanının yüzde 75'i Kültür ve Turizm Bakanlığı, yüzde 25'i Büyükşehir Belediyesi'nce karşılanan 60 milyon TL'ye mal olacak müze, 16. Ulusal Mimarlık Sergisi Ödülleri'nde proje dalında mimari ödülüne bile layık bulunmuştu.
İhalesi 2017 yılında yapıldı, 2018 yılında da inşaatına başlandı. 13 bin 214 metrekarelik alana, içinde sergi alanları, hediyelik eşya satış yerleri, yeme-içme alanları, toplantı ve eğitim salonları olacak şekilde bir müze binası projesi yapılacaktı.
İnşaatın başlaması nedeniyle eski müze de kapatıldı. Bütün tarihi eserler, yeni müzeye taşınmak için sarılıp paketlendi.
Neredeyse inşaatı bitmek üzereyken ne olduysa oldu, önce inşaatta çalışan işçiler paralarını alamadıkları için eylem yaptılar. Ardından da müteahhit iflas ettiği gerekçesiyle işi bırakıp kaçtı.
Büyük bir kısmının tamamlandığı belirtilen işte o müze inşaatı, 4 yıldır Samsun'un göbeğinde öylece duruyor.
Bu gidişle de Samsun Arkeoloji Müzesi, arkeolojik bir eser olarak sanırım gelecek nesillere kalacak, inşaatın kendisi müze olacak.
60 milyonluk bir proje ne yazık ki çürüyor.
Buna 'ödüllü rezalet' denmez de ne denir?
***
Samsun'un akciğeri olan Şahin Dağları, Kavak-Vezirköprü-Havza üçgeninde uzanıyor.
Yemyeşil, tam bir doğa harikası.
Elin Kanadalısı Eldorado Gold Corporation'un bile ilgisini çekti bu dağlar.
Ama öyle doğası, yeşilliği ve güzelliği için değil.
Altın için.
Türkiye'deki uzantısı TÜPRAG da üç yıldır, Şahin Dağları'nı mesken tuttu, tek tek sondaj alanlarını belirledi, ağaçları, kesti. Sonra da sondajları vurdu.
TÜPRAG şirketinin Şahin Dağları'nda yaptığı ağaç kesimi ve sondaj yapacağı alanlar ilk kez havadan net bir şekilde görüntülendi.
Samsunlu gazeteci İbrahim Akkuş, drone ile yaptığı çekimlerde Şahin Dağları'nın nasıl delik deşik edildiğini havadan görüntülemeyi başardı.
Altın demek siyanür demek. Taşın toprağın, içme sularının, yeraltı sularının zehirlenmesi demek.
Fotoğrafta gördüğünüz o güzelim ormanların yerinde çıplak kel kayalar olması demek.
Kaz Dağları'nda yöre halkı ayaklanmıştı. Kavak'ta altın aranacak alan Kaz Dağları'nın 5 katı büyüklüğünde, bir iki kişi dışında kimsede ses yok.
Böyle giderse çok değil bir kaç yıl sonra, çeşmelerimizden su değil siyanür akacak.
O zaman da iş işten geçmiş olacak!
Bilgimiz haricinde neler varmış meğer. Aydınlatıcı cümleler ve emek için çok teşekkür ediyorum.