1980’li yıllardan itibaren Türkiye’ye giren kumarhaneler, çoğunlukla Akdeniz ve Ege Bölgesi’ndeki otellerde açılmıştı.
Bu bölgelerin seçilmesindeki en büyük neden, Arap Yarımadası ve İsrail’e olan yakınlığıydı.
Yani o bölgeden ülkeye turist çekilecek ve böylece sıcak para akışı sağlanacaktı.
Yani ülkemizde kumarhanelerin açılmasına izin verilmesinin temel sebebi buydu. Döviz girişi sayesinde ekonomik açıdan rahatlama isteği.
İstenilen olmuş, güzel bir gelir kapısı açılmıştı. İlk başta yalnızca turistlerin oynamasına izin verilen kumar, Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla Türk vatandaşlarına da serbest bırakıldı.
İşte bu andan itibaren işler çığrından çıkmaya başladı ve film burada koptu.
Çünkü kumarı yalnızca zenginler değil orta gelirli hatta durumu olmayan ancak son parasıyla belki kazanırım diye düşünen vatandaşlar da oynamaya başladı.
Bunun sonucunda da çok sayıda kişi, borç batağına düştü ve aileler dağıldı.
90'ların sonunda artan intihar haberleri, faili meçhul cinayetler ve kara para aklama olaylarından sonra kumarhanelere karşı siyaset kulislerinde sesler yükselmeye başladı.
Halihazırda kara para aklama, eroin ticareti, teröre yardım gibi birçok durumla da anılmaya başlanınca, kumarhaneler halkın da tepkisini çekmeye başladı.
1996 yılında Necmettin Erbakan'ın başbakanlığı döneminde kumarhanelerin kapanması kararı alındı ama kapatılmaları Tansu Çiller'in başbakanlığı dönemine yani bir yıl sonrasına kadar uygulanamadı. Türkiye'de kumarhaneler 1997'de tamamen kapatıldı.
Mekanların kapatılması için verilen 6 aylık sürenin ardından da 11 Şubat 1998’de son kumarhanenin kapısına mühür vuruldu ve ülkemizde bir devir kapanmış oldu.
Bu tarihten itibaren de Türkiye'de kumar, tamamen yasa dışı hala geldi.
Türkiye'de kumar yasaklandı ama geçtiğimiz günlerde Samsun'un AK Partili Terme belediyesinin düzenlediği Hıdırellez festivalinde akıl almaz görüntüler ortaya çıktı.
Benzer durumun Alaçam Belediyesi'nin düzenlediği başka bir festivalde de yaşandığı belirtiliyor.
Terme'deki festivalde çekildiği anlaşılan görüntülerde ise festival alanında çocukların da bulunduğu bir alanda kumar masalarının bulunduğu ve kumar oynadıkları net bir şekilde görülen kişiler yer alıyor.
Bu görüntüler ortaya çıkınca elbette büyük bir infial yaşandı.
Hatta konu İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez tarafından dünkü Genel Kurul toplantısında TBMM gündemine dahi getirildi.
Gerçekten de çok büyük bir rezalet!
Kültür festivalini adamlar kumar festivaline çevirmişler de kimsenin haberi yok.
Üstelik yetkili tek bir kişi bile, "Ya kardeşim siz ne yapıyorsunuz. Türkiye'de kumar oynamak da oynatmak da suç" dememiş, üstüne üstlük masa bile kurmuşlar.
Ülkenin geldiği hale bak.
Tepkiler üzerine olayın sorumlusu olarak belediye başkanı ise, Zabıta Müdürü'nü açığa almış. Bu şekilde sorumluluğu almak istemiyor.
İçişleri Bakanlığı ve Samsun Valiliği bu konuyla ilgili hem Terme hem de Alaçam belediyesi ile ilgili soruşturma başlattı mı bilmiyorum.
Zira biliyorsunuz bu ülkede operasyonlar da soruşturmalar da hep CHP'li belediyelere işliyor ya o açıdan.
Soruşturma açılması gerekir oysa ki. Çünkü ülkemizdeki kanunlar kumarı iki şekilde ele alır.
Kumar oynamak ile kumar oynatması için yer ve imkan sağlamak suçları ayrı ayrı düzenlenir.
Kumar oynamak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'na tabidir. Yaptırımı da para cezasıdır.
Kumar oynanması için yer ve imkân sağlamak ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 228. maddesi kapsamında bir suç olarak ele alınır.
Anlaşılan kültür festivali adı altında, kimileri kumar oynanması için üstelik gizli falan da değil (yürek yemişler adeta) yer ve imkan bile sağlamışlar.
Olmaz dediğimiz her şey başımıza geliyor ya, ben bundan sonra olabilecekleri tahayyül bile etmek istemiyorum artık!
Yazık bu ülkeye!
Merak etmeyin terme belediyesi chp li olsa soruşturma açarlardı