Birinci köşe cömertliği,
İkinci köşe mertliği,
Üçüncü köşe dürüstlüğü,
Dördüncü köşe yiğitliği,
Beşinci köşe çalışkanlığı,
Altıncı köşe misafirperverliği, yedinci köşe alçakgönüllülüğü ve
Sekizinci köşe ise vatanperverliği simgeliyor.
Çarşamba'ya özgü sekiz köşeli kasketi, geç de olsa coğrafi işaret olarak tescillemeyi başardık.
Patentini Elazığlara kaptırmıştık.
Elazığ'ın dışında güneşten koruma özelliği nedeniyle güney illerimizde de takılıyor. Benim bildiğim Kastamonu'da da kullanılıyor.
Ünlüler de zaman zaman taktılar.
Mesela Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı.
Bir de Cumhurbaşkanlığı kampanyası sırasında Muharrem İnce.
İşte böylesine ünlü sekiz köşeli kasket.
Ama tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
Tıpkı Çarşamba Ovası gibi…
Ovanın ortasına kurulmak istenen biyokütle enerji santraline açılan ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptali için açılan davada artık sona geliniyor.
Samsun İdare Mahkemesi'nde devam eden davada mahkeme yeni bilirkişi heyetini oluşturdu.
Önümüzdeki günlerde sahada keşif yapılacak.
Bilirkişinin raporu aslında, santralin faaliyete geçip geçmeyeceğini belirleyecek en önemli belge olacak.
Şayet bilirkişi santral için ÇED raporuna gerek olmadığı kararı; 'yerinde ve doğru' derse Çarşamba Ovası'nın ruhuna Fatiha okumanın vaktidir.
Mahkeme bunun tersi karar verirse, tıpkı sekiz köşeli kasketin tescillenmesi gibi, Çarşamba'nın o güzelim bereketli topraklarının ova olarak kalacağı da tescillenmiş olacak.
Hadi Çarşambalılar göreyim sizi, sesinizi daha da yükseltin, bu santrali istemediğinizi dosta düşmana yüksek sesle haykırın.
Bu arada Kavak ilçesinde koca bir dağın kıraç beyaz kayalıklar haline gelmesine neden olan çimento fabrikasını işleten firmanın, bu alanı daha da büyütmek için istediği ruhsatla ilgili ÇED toplantısı halkın katılımıyla 3 Kasım'da saat 11.00'de Kavak'ta yapılacak.
Toplantının yapılacağı yer Kavak Bekdemirliler Tırcılar ve Kamyoncular Karayolu Yük Taşımacılığı Kooperatifi.
Toplantıyı sakın kaçırmayın da durdurun bu doğa katliamını.
İnanın bu dayanışmalar çok işe yarıyor. Unutmayalım ki üzerinde sağlam durabileceğimiz bir doğaya, hava gibi, su gibi ihtiyacımız var.