İlk olarak nisan 2021'de Malatya Yeşilyurt Belediyesi'nde 43 kişinin gri pasaport olarak da bilinen hizmet pasaportlarını alarak Almanya’ya “çevre eğitimi” gerekçesiyle gitmesi, ancak bu şahısların dönmediğinin ortaya çıkmasıyla patlak veren 'gri pasaport' skandalını daha önce de yazmıştım.
Şimdiye kadar Türkiye'de 6 belediyede “yüzlerce insanın” benzer yöntemler kullanarak vize gerektirmeyen gri pasaportla Avrupa’ya gittiğinin ortaya çıktığı bu skandala en son Samsun'un Yakakent Belediyesi'ne sıçramış, Yakakent Belediyesi'nde bazı kişilere 3 yurtdışı etkinlik için görevlendirilme yapılarak, gri pasaport almaları sağlanarak, 'insan kaçakçılığı' yapıldığı ortaya çıkmıştı.
Olayın ortaya çıkmasından sonra İçişleri Bakanlığı, Yakakent Belediye Başkanı Hüseyin Kıyma ve Başkan Yardımcısı Hüseyin Yiğit hakkında, Türkiye’den çıkış yaparak geri dönmeyen 63 kişinin gri pasaport taleplerinde, görevlerinin gerektirdiği özeni göstermedikleri gerekçesiyle soruşturma izni verilmesine karar vermişti.
O soruşturma bitti mi, Başkan Kıyma ve Başkan Yardımcısı Hüseyin Yiğit hakkında ne karar verildiği hala bilmiyoruz ama dün uluslararası bir haber ajansında yayınlanan haber, 'artık bu kadar olmaz' dedirtti bana.
Habere göre gri pasaportla Türkiye'den Almanya'ya insan kaçakçılığı yapılmasını Başkonsolosluğa bildirdikten sonra merkeze çekilen evle çifte, eşyalarını almak için gittikleri Hannover Başkonsolosluğu’na alınmamışlar.
Diplomatik pasaportları bulunan Fidan çifti ‘görevden el çektirildikleri gerekçesiyle’ özel eşyalarını gelip almaları söylendiği halde, kapıdan içeri alınmamışlar ve yan tarafta bulunan yabancıların işlem yaptırdığı yere yönlendirilmişler.
Mehmet ve Güler Fidan çifti ise maruz bırakıldıkları duruma ilişkin, “Gri pasaport olayını ortaya çıkardık diye mi bunlar başımıza geliyor. Devletimizin düşürüldüğü duruma bakın” diye isyan etmişler.
İnsan gerçekten inanamıyor. İnsan kaçakçılığı yapanlar ellerini sallaya sallaya hiçbir ceza almadan ortalıkta dolaşıyor ama skandalı ortaya çıkaran diplomatlar kapı dışarı ediliyor.
Bu çift Avrupa'nın diplomatları olsalar örnek vatandaş madalyasıyla ödüllendirilirlerdi. Biz ne yapıyoruz?
Yazık hem de çok yazık!
***
Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Atilla Tekcan ile sohbet ettik dün.
Samsun'un vitrini konumundaki sahil şeridinin, Millet Bahçesi haline getirilmesinin planlandığını belirterek, "Burada yapılmak istenenin ne olduğunu bilmiyoruz. Başkanın kafasında bir plan var ama kimse bilmiyor. Bu planın tüm ayrıntıları kamuoyuna açıklanmalı" diyor.
Dün de sosyal medyada bu kez Batıpark'taki Samsun Tenis Kulübü'nün boşatılmasına ilişkin bir vaveyla koptu. Belediyenin tahsis süresi dolduktan sonra bu alanı boşaltması konusunda kulüp yönetimine gönderdiği tebligat, karara tepki gösterenler tarafından sosyal medyada paylaşılıyordu.
Destek verenler de var, tepki gösterenler de. Ancak görünen o ki bu bölgede yapılması planlanan düzenlemeyle ilgili gerçekten de ciddi bir karmaşa söz konusu.
Samsunspor tesisleri meselesinde Başkan Demir, 'algı operasyonları yapılıyor' demişti.
Tenis Kulübü'nde durum ne, bilemiyorum. Çünkü bir açıklama yapılmadı bu konuda.
Sonuç olarak Samsunluların bilgilendirilmesi konusunda ciddi bir sıkıntı olduğu ortada.
Ve insanlar doğru bilgiye ulaşamadıkları sürece Başkan Demir'in başı 'algı mühendisleri' yüzünden daha çok ağrıyacak gibi görünüyor.
Bu baş ağrısının kesin tedavisi mümkün:
Açık ve şeffaf, halkla içiçe olmak.
Bu kadar basit!