Bu ülkede her sabah yeni bir gündeme uyanıyoruz.
Mesela bir ay önce gündemimizde ne vardı?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü elebaşı Öcalan ile ilgili çağrısı…
Hemen sonrasında ise TUSAŞ'a yapılan terör saldırısı gündemimize girdi. Şehitlerimize ağladık. Savunma sanayimize yapılan bu saldırıya öfkelendik.
Ekim ayının son günü ise CHP’li Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla gözaltına alınması, ardından tutuklanması gündemimize girdi.
Tabii bu karar ülke siyasetini bir anda gerdi. CHP MYK İstanbul'da olağanüstü toplanmaya karar verdi ve tüm milletvekilleri İstanbul'a davet edildi. Sonrasında ise CHP'lilerin Esenyurt'taki nöbetleri başladı. Hükümet ve iktidar ortakları arasında bitmek bilmeyen sözlü atışmalar başladı.
Ve 5 Kasım. Beyaz Saray’da başkanlık koltuğuna Donald Trump, ikinci kez oturdu. Bu kez gündemimize ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin düzelip düzelmeyeceği vardı. Günlerce televizyonlarda yorumcuları dinledik.
Tarihler 8 Kasım'ı gösterdiğinde ise bu kez CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) kayyum atanması için Saray'dan MİT'e talimat verildi” iddialarını gündeme getirdi. Öncesinde de Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin Ebru Gündeş konserine yaptığı ödemeleri konuştuk. Karşılıklı salvolar, açıklamalar bitmek bilmedi. Hala daha devam ediyor.
Bu arada Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünün olası ekonomik etkilerini de konuşmaya devam ettik.
Bu hafta başında ise bu kez İzmir'in Selçuk ilçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde babaları cezaevinde olan, anneleri ise hurda ve kağıt toplayarak geçinmeye çalışan bir ailede, 5 kardeşin, evde çıkan yangın sonucu hayatını kaybetmesiyle sarsıldık.
Durum bu; ülke gündemi, öylesine değişken, öylesine karmaşık ve öylesine dinamik ki…
Avrupa ülkesinde ancak 1 yılda yaşanabilecek bir gündemi biz sadece 1 hafta içinde tüketip bir diğerine geçebiliyoruz.
Hepsi de kaotik olaylar!
Siyaset, terör, dış güçler, iç güçler, açılımlar, kayyumlar, seçim tartışmaları.
Kaos, gerginlik...
Peki ya ekonomi?
Mutfaktaki yangın. Enflasyon, işsizlerin, emeklilerin hali…
Asgari ücret mesela. Gündemde niye yok.
Sadece muhalif kanallar ve yazılı basında bu gündeme ilişkin yayınlar yapılıyor.
Oysa enflasyonun budadığı ücretlerin iyileştirilmesinden daha ağır bir konu var mı?
Vatandaşın gündeminde ne var?
Kendi adıma söylüyorum: Hayatta kalma mücadelesi var.
Milyonlarca asgari ücretlinin gündeminde, asgari ücretin kaç lira olacağı var. Enflasyonun telafisini edecekler mi kaygısı var. Çarşı pazardaki, marketlerdeki etiket faciaları var.
Anne babaların gündeminde ne var? Beslenme çantası boş çocuğu, yatağa aç giren evlatları var.
Gündemde semt pazarlarında atık gıda maddesi toplayanlar var, emeklinin var oluş çırpınışları var.
Üreticinin gündeminde ürünün beş para etmemesi var.
Esnafın gündeminde boğulmamak, kafasını su üstünde tutmak var. İflas etmemek için verdiği mücadele var.
Üreticisinden tüketicisine, esnafından sanayicisine sokaktaki insanın gündeminde enflasyon var, hayatta kalma mücadelesi var.
İktidarın gündeminde ne var? Anayasa, açılmadan kapanan açılım meselesi, muhalefetin gündeminde ise etkili siyaset derdi var. İktidar da muhalefet de kendileri çalıp kendileri söylüyorlar.
Ya senin? Peki senin gündeminde ne var?