Türkiye İhracatçılar Meclisi 2021 yılı ihracat hedefini 184 milyar dolar olarak belirledi. Dün itibariyle toplam ihracat 110 milyon 393 bin 886 dolara ulaşmıştı.
TİM'in verilerine göre; Samsun'un ihracatı ise 2019 yılında 722 milyon 578 bin 80 dolar, korona virüs salgını nedeniyle dış pazarın daraldığı 2020 yılında ise 729 milyon 257 bin 41 dolar seviyesindeydi.
Samsun'un ihracat rakamlarını yaklaşık 10 yıldır birebir izleyen bir gazeteciyim. O yıllardan bu yana büyük bir ilerleme olsa da 10 yıl önce konulan ihracatı 1 milyar doları aşan iller arasına girme hedefini, yapılan milyarlarca liralık altyapı çalışmalarına rağmen bir türlü başaramadık.
Örneğin; 2013 yılında Samsun-Kavkaz tren feri hattını hizmete açtık. Bu hattın açılmasındaki öncelikli hedef Samsun üzerinden Rusya’dan Orta Asya ve Orta Doğu’ya kombine yük taşımacılığı yapılmasının sağlanmasıydı. 10 milyon TL’ye mal olan Samsun- Kavkaz Tren Feri Hattı beklentileri karşılayamadığı gibi, son yıllarda tamamen atıl bir duruma geldi.
Rusya ile olan inişli çıkışlı ilişkiler, diplomatik gerilimler, vize sorunu derken Samsun-Kavkaz Tren Feri Hattı yıllık 200 bin ton taşıma yapılması planlanan proje bir türlü beklentileri karşılayamadı.
Samsun'da ihracatın artırılmasına yönelik çok önemli bir altyapı projesi de Lojistik Köy'dü. 2 yıl içerisinde Samsun ihracatının 1 milyar dolara çıkarılmasında yeni iş alanları oluşturulmasının ve ihracatın artırılmasının hedeflendiği projede de aradan geçen onca yılda beklentiler bir türlü karşılanamadı. Lojistik Köy de bir kaç büyük yatırımcı dışında, ihracata yönelik ciddi bir ilerleme gösteremedi.
Samsun'da ihracatta sıçrama yapmak için sürekli gündeme getirilen Teknopark, Metal Metroloji ve kalibrasyon laboratuarı, Samsun Fuar ve Kongre Merkezi projeleri de bütün imkanlar seferber edilerek hayata geçirildi.
Bütün bunların dışında yapılan onlarca toplantıyı, çeşitli kurumlarca hazırlanan ihracata yönelik master ve eylem planlarını saymıyorum bile.
Son 10 yılda yapılan milyarlarca liralık bu kadar yatırıma rağmen Samsun'un toplam ihracatı hala 1 milyar doları değil geçebilmek yaklaşamadı bile.
Samsun Valisi Zülkif Dağlı önceki gün de bir toplantıda, Samsun'a tamamen ihracata yönelik planlanan üretim tesislerinin bulunduğu yeni bir 'serbest bölge'nin faaliyete geçmek için gün saydığını söyledi.
Samsun'da halen faaliyet gösteren Serbest Bölge'nin toplam ticaret hacmi Ticaret Bakanlığı'nın verilerine göre 2016 yılında 80 milyon 897 bin dolar, 2017 yılında 81 milyon 129 bin dolar, 2018 yılında 141 milyon 205 bin dolar ve 2019 yılında ise 108 milyon 245 bin dolar. Toplam çalışan sayısı ise 310 kişi. Bin kişi bile değil yani.
Durum böyleyken Vali Zülkif Dağlı önceki gün Samsun'da ihracatçıların önünü açacak, istihdama katkı sağlayacak yeni bir serbest bölge çalışmasına başlandığını duyurdu. Tamamen ihracata yönelik planlanan üretim tesislerinin faaliyete geçmek için gün saydığını belirtti.
Elbette son derece olumlu bir düşünce. Ancak şimdiye kadar yaşadığımız örnekleri düşününce iyi niyetlerle atılan adımların ne yazık ki beklentileri karşılamadığını ve hayal kırıklıkları yarattığını yaşayarak gördük.
Bu noktada tek uyarım, yeni yapılacak serbest bölgeye gerçekten üretim ve ihracat yapacak firmaların ve tesislere yatırım izni verilmesi olacaktır. Çünkü Samsun'da yatırım sözü verdiği halde hiçbir üretim ve ihracat yapmayan, bu şekilde düzenlenen bölgelerde yer kapmaktan öteye gitmeyen, bırakın yatırımı, elde ettiği alanı ya da tesisi depo haline getiren onca sözde yatırımcı olduğunu da biliyoruz.
Samsun'daki organize sanayi bölgelerinin durumuna bakın ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız. O yüzden bu avantajlı bölgeler, birilerine yer kazandırma projeleri değil, gerçekten ihracata yönelik tesislerin kurulduğu alanlar haline getirilirse fayda sağlar.
Aksi taktirde, yeni bir serbest bölge değil yüzlercesini de kursanız, hiç bir şey değişmez. Sözleşmelerinizi yaparken bu gerçekleri unutmamanızı öneririm.
Havanda su döğmenin anlamı yok değil mi?