Dün pazardı ya; şöyle biraz kafamı dinleyeyim hiçbir şey düşünmeden, ailemle vakit geçireyim istedim ama ne mümkün.
Sosyal medyaya gireyim bakayım, gündemde ne var diyecek oldum. Tam da bu durumumuzu anlatan esprili bir caps karşıma çıkmaz mı…
“Kıymanın kilosu olmuş 120 TL. Geçen yıl Nusret bu paraya dans ederek bonfile doğruyordu” diye mesaj paylaşmış bir yakın arkadaşım.
Doğru ya. Samsunluların bir pazar klasiğiydi, kıymalı pide yaptırmak. Şimdi mümkün mü?
Çoğu aile uzun bir süredir bundan ya mahrum ya da ayda bire kadar düşürmüş durumda. Bizde de durum farklı değil.
Usta bir gazeteci büyüğümüzün paylaşımı ise hem gülümsetti hem hüzünlendirdi. Türkiye'nin en değerli sanatçılarından rahmetli Kemal Sunal'ın filmlerinden birinden bir bölümünü, Maliye Bakanı Nebati'nin şöyle ışıl ışıl bakıp gülerken fotoğrafını da yayına koyarak video yapmışlar, o da paylaşmış.
Diyor ki Kemal Sunal o filmde;
Denizde yüzüyor boy boy odun,
Evde ne şeker kaldı ne de un,
Denizde balık gibi yatıyor ay,
Şinanay yavrum şinanay…
Böyle giderse pahalılık vay vay vay,
Kafada ne tahta kalacak ne de yay.
İşin esprisi bir tarafa; artık bu yakıcı, yıkıcı ve kavurucu bir enflasyonla geçinme zorluğunu her bir vatandaş iliklerine kadar hissediyor.
Dolar 17 lira, euro 18 lira, altın bin liranın üzerine çıkmış, benzin fiyatı 30 liranın üzerini zorluyor, enflasyon yüzde 73 (yüzde 130 deniliyor). Her gün zam zam zam...
Halk yoksullaşıyor, orta sınıf hızla eriyor; buna karşılık 'faiz sebep, enflasyon sonuç' gibi bir ekonomi politikası hepimizi hızla batağa çekmeye devam ediyor.
Buna karşılık "faiz sebep enflasyon netice" iddiasından geri dönüleceğine dair bir umut ışığı ne de çevrede bunu terk etme önerisinde bulunabilecek cesur bir babayiğit var!
Bakın daha birkaç gün önce yeni ekonomik önlemleri merakla bekledik. Ama çıka çıka 'gelire endeksli senet' çıktı.
Hadi bakalım zenginlerimiz, şimdi sıra sizde, pamuk eller cebe yani.
Sonuç olarak geldiğimiz nokta, Rahmetli Kemal Sunal'ın dediği gibi;
Denizde balık gibi yatıyor ay,
Şinanay yavrum şinanay!