Hepiniz takip ettiniz;
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, "yolsuzluk" soruşturması kapsamında tutuklanırken, “Kent Uzlaşısı” soruşturması kapsamında serbest bırakıldı.
Öte yandan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık yolsuzluk soruşturması, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan da terör soruşturması kapsamında tutuklandı. İmamoğlu, Çalık ve Şahan geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Şişli Belediyesi’ne kayyum atandı.
Dünkü yazımda görevden alınarak cezaevine gönderilen CHP'li belediye başkanlarının sayısının pazar günü itibariyle 6'ya çıktığını yazmıştım. Bir de kayyum atanan belediyeler var. Şöyle bir baktım Türkiye'de 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana 13 belediyeye kayyum atanmış halde.
Bütün bu gelişmeler, son olarak da İmamoğlu'nun tutuklanması ve pazar günü yapılan önseçimde dayanışma oylarıyla birlikte 14 milyon 850 bin kişinin İmamoğlu'na oy vermesi ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesiyle birlikte Türkiye de artık yeni bir siyasi iklime de girdi.
Şöyle ki; muhalefetin 2023'teki cumhurbaşkanlığı seçiminde yenilgiye uğraması ve 6'lı masanın dramatik bir şekilde dağılmasının ardından düşüşe geçen geçen muhalefet, ekonomik krizin sarstığı milyonların tepkisiyle 2024 yerel seçimlerinde büyük bir zafer kazandı. CHP'nin, yıllar sonra birinci parti olduğu bir sürece evrildi.
Ancak, CHP'nin yeni yönetimi bu zaferin üzerine politika inşa edemedi, savruldu.
Ta ki İmamoğlu'nun gözaltına alınıp, tutuklanmasına kadar.
Yıllardır sokaklara inmemesi için Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından sıkı sıkıya tutulan CHP tabanı, sonunda sokaklara, meydanlara ve alanlara indi. Bu yeni sokak siyasetini bundan sonraki süreçte terk edeceklermiş gibi de görünmüyor.
İşin bir de iktidar tarafı var elbette. İstanbul Büyükşehir Belediyesi operasyonu gösterdi ki, daha önce muhalefetin bütün tepkilerini bir şekilde püskürtmeyi başaran ve boşa çıkarmakta mahir olan iktidar, bu kez tepkilerin boyutunu ölçemedi ve bir miktar geri adım atmak zorunda kaldı.
Bu tespiti nereden mi yapıyorum? Mahkemenin 'terör'le ilgili soruşturmada tutuklama yapmaya “şimdilik” gerek duymamasından.
Öyle tahmin ediyorum ki; İstanbul Büyükşehir'e kayyum atanırsa, bu kez de “Belediyeyi teslim ediyoruz/etmiyoruz” kavgası başlayacak. Tansiyon bu kez daha da yükselecek. Bu durum zaten geçen hafta büyük kayıpların yaşandığı ekonomide daha ciddi sıkıntılara neden olacak" diye düşünüldü.
Gelinen noktada, sokağın muhalefeti, vatandaşların protestoları İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum atanmasının önüne geçti. Ve bana göre 'şimdilik'!
Türkiye'de artık şimdiye kadar pek de alışık olmadığımız yeni bir siyaset iklimi, yani 'sokak' siyaseti gündemimize girdi.
Ve öyle görünüyor ki, kim bu süreci daha iyi yönetebilirse, yeni siyasetin galibi de o olacak!