Samsun'da bu yılın son 9 ayında; 6 bin 308 aranan şahıs yakalandı, 368 adet ruhsatsız tabanca, 128 adet av tüfeği, 130 adet kuru sıkı tabanca, 6 bin 793 adet çeşitli çaplarda fişek, 2 bin 597 adet kesici delici alet ele geçirildi.
Sanırsınız savaş var.
Uyuşturucuda durum daha da fena;
22 kg 68,84 gr esrar,
15 kg 886,31 gr sentetik kannabinoid (bonzai),
156 bin 293 adet sentetik ecza (gerica-lyrca hap),
52 bin 274 adet emtia,
6 bin 302 adet ecstasy hap,
4 kg 574,03 gr metamfetamin,
1 kg 211 gr skunk,
2 bin 827 kök kenevir ele geçirildi.
Hırsızlık ve diğer suçlarda ise düşüş var. Bu suçların neden düştüğü ortada. Pandemi nedeniyle uygulanan sokağa çıkma yasakları nedeniyle mesaiye çıkamadılar da ondan.
Samsun'da bu yıl en fazla suç artışı ise 'kasten yaralama' suçlarında. Kafamız kızdığında ya delici, kesici aletlerle ya da ateşli silahlarla birbirimizi yaralıyoruz.
Tüm bu bilgileri önceki gün Samsun Emniyeti'nde yapılan 'asayiş zirvesi'nda Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı'ya da aktardılar.
Diğer taraftan Samsun Adliyesi Adalet Komisyonu'nun 2020 yılı raporuna göre geçen yıl, Samsun'da en fazla işlenen 20 suç türünde -ki bu suçların il sırasında basit yaralama, hakaret, tehdit, kullanmak için uyuşturucu madde satın almak, bulundurmak, mala zarar verme, silahlı terör örgütüne üye olma ve dolandırıcılık yer alıyor- 'tam 40 bin kişi', Emniyet tarafından yakalanarak haklarında işlem yapıldı ve adliyeye sevk edildi.
Yine geçen yıl savcılıklarca açılan soruşturma sayısı ise 37 bin 671.
Neoliberal ekonomi politikalarının sonucunda, istihdam yaratmayan, sıcak paraya dayalı büyüme modeli ile buraya kadarmış.
Bu politikalar sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma, emeklilik ve kıdem tazminatların budanması gibi uygulamaları, devasa bir işsizlik var etti.
Sonuç olarak gençler işsiz, geleceğe güvensiz. Aileler geçim derdinde. Çoğunlukla ekonomik nedenlerle parçalanan ailelerde kadına yönelik şiddet olayları her gün dramatik bir şekilde televizyon ekranlarından evlerimizin içine giriyor, bizler de seyrediyoruz.
Emniyet mensupları ellerinden geleni yapıyor ama bu bataklık sadece polisiye tedbirlerle kurutulacak gibi değil.
Ekonomideki gidişat bu şekilde devam ederse, suç ve suçlu sayısındaki artış daha da artacak, kriminal yığınlar haline gelmiş bir topluma dönüşeceğiz diye korkuyorum.
Endişelenmekte haksız mıyım?