Şimdi de futbola mı el attın demeyin. Bu mutluluğu paylaşmazsam çok ayıp etmiş olurum.
Çünkü bu hafta sonu Samsunspor taraftarları için heyecan dolu bir gündü.
Dün gibi hatırlıyorum. 2012 yılıydı. Cumhuriyet Meydanı'na kurulan dev ekrandan Samsunspor-Sivasspor karşılaşmasını izliyorduk. Ligin son maçıydı. O maçı kazanmamız şarttı. Aksi taktirde ligden düşecektik.
Korktuğumuz başımıza geldi. Ligin o son maçında Sivasspor'a 1-2 yenilerek Süper Lig'e veda ettik. Cumhuriyet Meydanı'ndan gözyaşlarıyla ayrılan gençleri, taraftarları gördüm o gün!
Ve gelelim bu pazar gününe. Tam 13 yıl sonra bu kez düşme potasında olan takım Sivasspor'du. Samsunspor ise, bu sefer Avrupa Kupaları'na katılmak için ter döküyordu.
İşte bu maçta Samsunspor kendi evinde, rakibi Sivasspor'u 1-0 yenerek, bir alt lige gönderdi.
Bu maçın sonucunda Süper Lig'de Beşiktaş'ı geçerek üçüncülük koltuğunu devralan Samsunspor, 60 yıllık tarihinde ilk kez 60 puan barajını yakalamış oldu.
Tarihinde ilk kez UEFA Avrupa Ligi'ne katılmayı hedefleyen Samsunspor, daha önce Balkan Kupası ve UEFA Intertoto Kupası’nda mücadele etmişti.
Avrupa'da son maçını 1998 yılında Alman ekibi Werder Bremen’e karşı oynayan kırmızı-beyazlılar, karşılaşmayı 3-0 kaybetmişti.
Şimdi ise bambaşka bir Samsunspor var. Hedefi Avrupa kupalarında fırtınalar estirmek.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda, bizlere bu mutluluğu yaşatan ligin Atatürk armalı tek takımı Samsunspor'a başkanından, futbolcularına, teknik ekibine ve büyük Samsunspor taraftarına çıktıkları bu yolda bütün kalbimle başarı diliyorum!
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN DOĞUM GÜNÜ
Yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu, bir gün Mustafa Kemal'e, hayatta kendisini en yalnız ve çaresiz hissettiği dönemi sorar.
Ne çocukluk günleri ne savaşlar...
Atatürk, hayatında en zor dönemin, "İşgal altındaki İstanbul'da kapı kapı dolaşarak insanları milli mücadeleye ikna etmeye çalıştığı" günler olduğunu anlatır.
İşgal İstanbul'unda esaretten kurtulmak için başkaldırmaya niyetli o kadar az kişi vardır ki...
Alev Coşkun, "Samsun'dan Önce Bilinmeyen 6 Ay" adlı kitabında o sıkıntılı günleri çok güzel anlatır...
Kitaptaki çarpıcı öykülerden birinin kahramanı da yazar Refi Cevad Ulunay'dır...
Padişah yanlısı gazeteci Ulunay, Mustafa Kemal Paşa'yı Şişli'deki evinde ziyaret eden ilk basın mensubudur.
Ulunay, 4 Şubat 1919 tarihinde yaptığı röportajdan gazeteye döndüğünde, arkadaşları ne konuştuklarını sorarlar...
Ulunay, "Şu sıralarda Anadolu'ya geçilir, orada teşkilat kurulur, milli mukavemet harekete geçirilirse Fransız'ı da İngiliz'i de İtalyan'ı da memleketten kovulur, vatan istiklaline kavuşur, millet de esaretten kurtulurmuş. Anladınız mı arkadaşlar. Bu adam deli değil, zırdeliymiş" der.
Yıllar sonra, Ulunay'a yanıldığı için pişman olup olmadığı sorulur...
Ulunay'ın yanıtı:
- Hayır, ben haklıydım, herkes benim gibi düşünüyordu. O günlerde öyle düşünen tek adam oydu.
Dün sadece Samsun'da değil, Türkiye'nin dört bir tarafında 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarına, Türk ulusunun akın akın katıldığı törenleri, yürüyüşleri görünce doğrusu inanılmaz duygulandım.
Büyük Önder, "Benim doğum günüm 19 Mayıs'tır" demişti ya, artık anlaşılmıştır ki 19 Mayıs 1919, sadece Atatürk'ün değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin de doğum günüdür!