Dünyanın bugün geldiği durumu dünkü yazımda, atalarımızın "Bir deli kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış" sözüyle bitirmiştim.
Evet ne yazık ki tam da böyle…
Birçok ülkeye koyduğu gümrük vergisi tarifelerinden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğini söyleyen Donald Trump, Çin'in misillemesi sonrası gümrük vergisini yüzde 125'e kadar çıkarmıştı.
Aynı Donald Trump bütün dünyaya bir taraftan hakaret ederken, Avrupa'ya tehdit üstüne tehdit yağdırırken, önceki gün herkesi ters köşe yaptı. İnsanların korktuğunu söyleyerek vergileri 90 gün askıya aldığını açıkladı.
Kullandığı dille şimdiye kadar gelmiş geçmiş en ağır kelimeleri kullanmaktan geri durmayan Trump'ın ülkelerin kendisiyle anlaşma yapmak istediklerini şimdiye kadar hiçbir devlet başkanından duyulmayacak küçültücü sözlerle, 'kissing my ass' olarak ifade etmesi de büyük bir skandal olarak tarihe geçti.
Bu karakterdeki bir adamın Türkiye, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili 'övücü' cümleler kurması her ne kadar kulaklara ve gönüllere hoş gelse de ben de hiç de o kadar olumlu etki bırakmadı.
Bir taraftan överken Rahip Brunson'un adını anmasıyla acayip irite oldum. Çünkü Rahip, tutuklu yargılanırken şirret kavgacı kadınlar gibi araya girdiği, tehditler savurduğu günleri unutmuş değilim.
Bu da yetmiyormuş gibi İsrail'le Türkiye'nin arasını bulma teklifine de şüpheyle bakıyorum. Çünkü bence bu teklif bile, Gazze'de katil Netanyahu'nun yaptığı katliama, en sert tepkiyi veren Türkiye'nin imajını da zora sokacak boyutta.
Ankara bu teklifi kabul etse imaj yerle bir olacak. Reddetse, Trump gibi öngörülemez birini karşısına alacak mı?
Her şeyi bırakın Gazze için "inanılmaz değerde bir gayrimenkul" diyen ve Gazzelilerin yurtlarından çıkarılması teklifini bile gündeme getiren Trump ile Ankara'nın arasını ne zamana kadar iyi tutabileceğini doğrusu ben de merak ediyorum.
Trump ilk aşamada övgülerle işe başladı ama arkasından ne geleceği belli değil…
Ağzı böylesine bozuk, ne yapacağı önceden kestirilemeyen bir adamla işimiz çok zor çok!