Türkiye'de 2004-2020 yılları arasında işlenen toplam arazi miktarı 4 milyon 240 bin 115 hektar azalmış durumda.
Kim söylüyor bunu?
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar…
Ülkemizde en fazla tarım arazisine sahip olan sadece Konya'da bile, son 10 yılda tarım alanları yüzde 10,5 azalmış.
Tarım arazilerinin en fazla olduğu diğer illerde de durum farklı değil; Şanlıurfa’da yüzde 16,6, Sivas’ta yüzde 17,8, Yozgat’ta yüzde 15,7, Çorum’da yüzde 12,5, Adana’da yüzde 12,4, Mersin’de yüzde 13,1, Kırşehir’de yüzde 17,6, Mardin’de yüzde 12,9, Edirne yüzde 14,0, Malatya’da yüzde 11,9, Muş’ta yüzde 12,3, Hatay’da yüzde 16,9 ve Kastamonu’da yüzde 13,4 oranında azalma var.
Liste böyle uzayıp gidiyor.
Sebep?
Motorine, gübreye gelen zamlar ve ürünün hak ettiği kazancı sağlayamaması yüzünden buğday üreticisinin meyve ve sebze üretimine yönelmesi.
Çiftçi kazanamayınca, üretmiyor, üretemiyor.
Kendi köyümden biliyorum; Geçmişte, bu vakitlerde buğdaylar başak verir, köylü hasat için hazırlıklara başlardı.
Şimdi mi? Buğdayın yüzüne bakan yok. Tarlalar ormanlaşmaya doğru gidiyor.
Peki, bu durum karşısında biz ne yapıyoruz?
Tarımsal arazilerinin neden bu kadar düştüğünü tartışıp, çözüm bulmak yerine, yurt dışından 'tarım arazisi kiralamak' için ter döküyoruz.
Daha geçen gün, bir gazetede yer aldı. Tarım Bakanlığı, Latin Amerika ve Afrika’da 10 ülkede tarım arazisi kiralamak için görüşmelere başlamış bile.
Kendi topraklarımızda tarım yapamıyoruz ama elin Venezuela'sında tarım yapacakmışız.
Kendi en verimli topraklarını sav sat, ondan sonra git binlerce kilometre uzakta üretim için toprak kirala.
Sıkıntı büyük, çok büyük.
Bakın daha geçen gün Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin, Kürtün Çayı bölgesindeki tarım alanı olan 363 dönümlük araziyi imara açma hayalleri suya düştü.
Az daha açıyorlardı da neyse ki karar son anda komisyonda iptal edildi.
Akıl var, mantık var 6 bine yakın küçük-büyükbaş hayvanın beslendiği bir alanı imara açılır mı?
Dünya kıtlıkla mücadele ediyor ki gelecekte dünyanın en büyük krizi, küresel iklim değişikliği yüzünden belli ki su ve gıdaya erişim olacak.
Böyle bir durumda insan elindeki toprakları imara açıp, betonlaştırır mı?
Ya da Türkiye'nin en verimli topraklarından sayılan Çarşamba Ovası'nın ortasına koskoca santrali getirip kurar mı?
Başka yer mi yoktu da o bereketli toprakları kirlettiniz.
Türkiye yurtdışından toprak kiralayacakmış...
Ne diyeyim; Allah akıl fikir versin!