2022 yılı ocak ayı; 68 saldırganın neden olduğu 30 şiddet olayında, 57 sağlık çalışanı mağdur oldu.
2022 şubat ayı; 31 saldırganın neden olduğu 21 şiddet olayında 43 sağlık çalışanı mağdur oldu.
Mart ayı; korona virüs önlemlerinin gevşetildiği ve hayatın yavaş yavaş normale dönmeye başladığı Mart ayında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mart Tıp Bayramı’nda yaptığı açıklamalar tüm sağlık çalışanlarına umut oldu ama sağlıkta şiddeti durduramadı.
Mart ayında sağlık çalışanlarına yönelik 19 şiddet olayı meydana geldi. 31 saldırgan tarafından gerçekleştirilen olaylarda, 38 sağlık çalışanı mağdur oldu.
2022 yılı Nisan ayı; 19 şiddet vakası yaşandı. 34 saldırgan tarafından gerçekleştirilen olaylarda, 25 sağlık çalışanı mağdur oldu.
Ve mayıs ayı...
Sağlık Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın ortak çalışmaları neticesinde sağlıkta şiddetin 'katalog suçlar' arasına girmesini sağlayan düzenleme Meclis’ten geçerek yasalaştı.
Bu yasa sayesinde saldırganlar artık ‘elini kolunu sallayarak dolaşamayacak, hak ettikleri cezayı alacaklar’ denildi denilmesine de, öyle olmadı.
Mayıs ayında gerçekleştirilen şiddet olaylarında, 33 saldırganın neden olduğu 15 şiddet vakası yaşandı, 21 sağlık çalışanı mağdur oldu.
Bütün bu verileri her ay Sağlık-Sen hazırlıyor. Haziran ayının verileri daha belli olmadığı için ben de yazamadım. Ama haziran ayının da diğerlerinden farklı olmadığını tahmin etmek zor değil.
Ve önceki gün. Konya Şehir Hastanesi'nde kardiyolog Ekrem Karakaya, hasta yakını bir güvenlik görevlisi tarafından 12 el ateş edilerek katledildi.
Kanunların kendi başına yeterli olmayacağı, sağlıkta şiddete neden olan sorunların kökenine inilmedikçe, bunlar çözüme kavuşmadıkça şiddetin son bulmayacağı çok acı bir şekilde bu acı olayla bir kez daha görüldü.
Katilin doktorun odasına geçmişte Samsun'da öldürülen Dr. Aynur Dağdemir ve Dr. Kamil Furtun cinayetlerinde olduğu silahıyla elini kolunu sallaya sallaya girmesi, hastanelerdeki 'önleyici güvenlik tedbirleri'nin yeterli düzeyde alınmadığını ve uygulanmadığını da ortaya koyuyor.
Hastaneler ve sağlık merkezleri, kamu hizmeti verilen kurumlar arasında, en rahat girilen yerlerin başında geliyor.
Silahtan baltaya, bıçaktan sopaya kadar isteyen istediğini rahatlıkla sokabiliyor.
Tüm bunlar yaşanırken en trajik olan ise şiddet uygulayanların çoğu zaman elini kolunu sallayarak dolaşmaları.
Saldırganlar hakkında çoğu vakit hiçbir işlem bile yapılmıyor. Bazıları da gözaltına alınıp ifade sonrası serbest bırakılıyor.
Sık sık yaşandığı gibi bu tür durumlarda sosyal medya baskısı devreye giriyor ve saldırganlar hakkında zoraki adli işlem yapılmış oluyor.
Hasta ve hasta yakınlarının şifa dağıtan sağlık çalışanlarına yönelik saldırgan tutumu, sağlık çalışanlarının görevlerini tedirginlikle yapmasına neden oluyor. Bu durum sağlık çalışanlarının görevini en iyi şekilde yapmalarını engellerken, aynı zamanda istifaların çoğalmasına da neden oluyor.
Üstüne üstlük, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının kendi özlük haklarıyla ilgili taleplerine 'Giderlerse gitsinler' diye yanıt verilince, şifa dağıtan ellere olan saygısızlıkların ve şiddetin önü arkası da kesilmiyor.
Bakın daha dün Türkiye'yi ayağa kaldıran, milyonlarca insanın yüreklerini dağlayan bu cinayeti protesto etmek için yürümek isteyen doktorları, polis engellemek istedi. Bu sırada bir polis fenalaşınca, yine o yürüyüşteki doktorlar müdahale ettiler. Kara mizah gibi...
Sonuç olarak; aklın ve zekanın çalışkanlık ve emek ile yıllar içinde ortaya çıkardığı hekimliğe, toplumun saygısı kutuplaştırıcı sağlık politikaları nedeni ile ortadan kaldırıldıkça ne yazık ki ölmeye devam edecekler.
Ne yazık ki durum budur!
***
Kurban Bayramı, insan kurban edilmesine ve yamyamlığa karşı bir devrimdi.
İnsanı, insan eti yemekten kurtarmayı, insanın kendisini fark etmesini, önemsemesini amaçlamıştı. İnsanın, insan eti yemesinin önüne geçildi ama insanın insanı öldürmesinin önüne geçilemedi.
Yamyamlığa son veren insanlık tarihindeki büyük dönüşümün sembolü olan Kurban Bayramı'nızı en içten duygularla kutluyor; insanın insanı, sahip olduğu ''yiyecekler''e el koymak için de öldürmeyeceği, yeryüzü nimetlerini eşitçe paylaşacağı, özgür yarınlara ulaşmasını diliyorum.