1996 yılıydı.
1995 genel seçimlerinden birinci olarak çıkan Refah Partisi ile Tansu Çiller’in genel başkanı olduğu Doğru Yol Partisi’nin ortaklığında, Refah-Yol Hükümeti kurulmuştu.
Başbakan Necmettin Erbakan, yeni hükümetten büyük umutları olan memura, emekliye, işçiye cumhuriyet tarihinin en yüksek zammını vererek, çalışanların hakkını veren bir başbakan olarak günümüzde hala minnetle anılır.
Temmuz 96'da yapılan yüzde 50 oranındaki bu zammın yanında aylık enflasyon oranında maaş artışını da yine Erbakan başbakanlığındaki Refah-Yol Hükümeti yapmıştı.
1997 yılında ise bu kez yine memur maaşlarına yüzde 30 zam yapılarak daha bir yıl dolmadan, memur ve emekli maaşlarına yüzde 80'leri bulan zam da yine bu hükümetin icraatıydı.
İşçi ücretlerinde yapılan zamlar da memurlara yapılandan aşağı değildi.
Asgari ücrette yüzde 101 artış sağlandı, üç ay gibi rekor bir sürede toplu iş görüşmelerinin işçinin istediği gibi neticelenmesi ile maaşlara yüzde 102 artış gerçekleştirildi.
Önceki akşam pür dikkat televizyonda TBMM'deki bütçe görüşmelerini izleyen 35 yıllık bir çalışma hayatından sonra emekliye ayrılan babamın, “Kızım koş, memura hükümet yüzde 30 zam yapacakmış” heyecanını görünce, 'nihayet çalışanların hakkını vermeye başlayacaklar' diye kısa süreli de olsa bir umut yaşamadım değil.
Duyduklarım doğruydu, AK Parti Grup Başkanvekili Numan Kurtulmuş, TBMM kürsüsünden ocak ayında memur ve emekli maaşlarına yüzde 30 oranında zam yapacaklarını müjdeliyordu.
Kim ne derse desin bunun adı 'umut tacirliği'dir.
Yüksek enflasyon karşısında kuşa dönen maaşlarıyla geçim mücadelesi veren memurla, emekliyle alay etmektir.
Çünkü Kurtulmuş'un yüzde 30 diye müjdelediği o zam, iki yıllık olarak ağustos ayında imzalanan yüzde 26 oranındaki artışta yapılacak küçük bir iyileştirmeden başka değil.
Hükümet yetkili sendika Memur Sen ile önümüzdeki günlerde toplu sözleşmeye ek bir protokol imzalayarak, 2 yıllık toplu sözleşmenin üzerine, en fazla yüzde 5 ya da 6 zam ile iyileştirme yaparak, 2 yıl sorasında alınacak toplam yüzde 26'lık zammı yüzde 30'a da 35'e tamamlayacak. Bu rakamın üzerinde bir de enflasyon farkı verilecek elbette.
Bu iyileştirmenin oranı da henüz belli değil. Asgari ücret belirlendikten sonra belli olacak.
Yani öyle ocak ayında memur ve emekliye bir anda yüzde 30 zam verilecek gibi bir durum yok.
İki yıl sonra (2022-2023) alınacak toplam zam oranını sanki 2022 Ocak zammı gibi sunmak.
Bunun adı tekrar ediyorum; 'umut tacirliği'dir.
Erbakan Hoca yaşasaydı, en yakın öğrencilerinden Sayın Kurtulmuş'a ne cevap verirdi dersiniz?