Ben artık 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Hazine ve Maliye'nin başına getirilen Mehmet Şimşek'e ciddi ciddi üzülmeye başladım.
Sayın bakan kapitalizmin kurallarına uygun olarak, rasyonel politikaları hayata geçirerek öteye beriye dağıtılan ekonomiyi toparlamaya çalışıyor.
Hatta her ne kadar bizi gibi dar gelirliler, ücretliler, emekçiler, emekliler pek hissetmese hatta enflasyonun altında ezilerek inim inim inlese de uluslararası derecelendirme kuruluşlarının notlarına bakılırsa fena da değilmiş.
Ama devletteki devasa açığı kapatmak için gündeme getirdiği önlemlere bakarsak pek başarılı gibi görünmüyor bence. Örneğin kamuda tasarruf tedbirleriyle başladı işe ama hala bir ciddi gelişme yok.
Sonrasında servet vergisi dedi, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alacağız, dolaylı vergiler falan gibi sözler sarfetti ve teklifini de iktidara sundu ama daha ilk toplantıda yasa teklifi kırpıla kırpıla kuşa döndü ve o haliyle de yasalaştı.
Şimdi de yapısal reformlar falan diyorlar ama o çok daha zor bir mesele. O yüzden ben oradan da çok bir şey beklemiyorum.
Üstelik ülkeye yatırımcı çekebilmek için Evliya Çelebi misali geziyor. Ama bir miktar sıcak para dışında ülkeye yatırımcı geldiği falan da yok. Üstelik o yatırımlar da Batı'dan değil Doğu'dan geldi. Çin'den bir iki yatırım dışında da başka bir yatırım duymadım.
Ama görüyorum ki Bakan hala umutlu. En son açıklamasında, "2,5 milyar dolarlık dış finansman son aşamada" diye bir cümle kurmuş.
Ekonomi programıyla uyumlu projelere finansman sağlanması için ilgili bakanlıklar ve kuruluşlarla koordineli çalışmalara yoğun şekilde devam ettiklerini vurgularken, "Uluslararası finansal kuruluşlarla yaptığımız çalışmalar somut adımlara dönüşüyor, kalkınma odaklı projeler uygun koşullu finansmanla, uzun vadeli ve piyasa koşullarının altında faiz oranlarıyla destekleniyor, programa güven artarak devam ediyor" diye açıklama yapmış.
Sayın Bakan böyle söylüyor ama ABD'den son bir iki gündür gelen açıklamalar sanırım sadece beni tedirgin etmemiştir: Geçtiğimiz günlerde Financial Times'da bir haber yer aldı. Haberdeki ifadeler aynen şöyleydi:
"ABD, AB ve diğer batılı ortaklar, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya yönelik saldırı başlatmasının ardından kapsamlı yaptırımlar uygulamasına rağmen, Türkiye söz konusu yaptırımları kabul etmedi ve ticareti artırdı. ABD, özellikle Türkiye'nin, işlemciler, hafıza kartları, amplifikatörler ve çeşitli makine aletleri de dahil olmak üzere batı yapımı elektroniklerin ihracat kontrollerini ihlal ederek, Rus füzelerine ve insansız hava araçlarına ulaşmasının önemli bir merkezi haline gelmesinden endişe duyuyor."
Bu haberin ardından da çok geçmedi, ABD Ticaret Bakan Yardımcısı Matthew Axelrod, Türkiye'yi, Moskova'nın silah üretiminde hayati önem taşıyan ABD'nin geliştirdiği çip, hafıza kartları gibi elektronik ürünlerin Rusya'ya ihracatını kısıtlamaması halinde bunun "sonuçları" olacağı konusunda sert bir dille uyardı.
Yani ABD şu anda Türkiye'yi Rusya'nın füze ve İHA'larına elektronik destek sağlamakla suçluyor ve bunu durdurmazsak yaptırımlar gündeme gelecek diye parmak sallıyor.
En son Rahip Brunson olayı sonrasında yaşadığımız ekonomik kayıpları hatırlayınca Maliye Bakanı ŞimŞek'in umut ettiği o yatırımların da 'puf' diye buhar olup uçması her an mümkün mü diye endişelenmeden duramıyorum.
Bakalım bu işin içinden nasıl çıkacağız!
***
Merkez Bankası 3. Enflasyon Raporu’nu açıkladı. Merkez Bankası’nın yılda 4 kez açıkladığı Enflasyon Raporu’nun en merak edilen başlıklarından birisi “yılsonu enflasyon hedefi”nin değişip değişmeyeceğiydi. Çünkü 2. Enflasyon Raporu’nda yılsonu enflasyon beklentisini 2 puan yükselterek yüzde 38 olarak açıklamıştı.
Toplantı sonrasında yapılan açıklamada da Merkez Bankası 2024, 2025 ve 2026 yıl sonu enflasyon tahminlerini değiştirmedi. Buna göre 2024 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 38, 2025 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 14, 2026 yıl sonu enflasyon oranı ise yüzde 9 olarak korundu.
***
Hazine Nakit Dengesi yılın ilk 7 ayında rekor bir seviyeye yükseldi. Ocak-Temmuz döneminde 1.140 milyar TL açık verdi. (Geçen yıl aynı dönemde bu açık, 434 milyar TL'ydi.) Faiz dışı denge ise 523 milyar TL açık verdi. (Geçen yıl aynı dönemde açık 171 milyar TL'ydi.)