1980’lerden itibaren bütün dünyada bir özelleştirme modası başlamıştı.
Bu yeni modada, kamu kurumları ve devlet eliyle fabrikalar kurmak değil, özel kesimin yolunu açmak hedefleniyordu.
Bunun sonucunda birçok ülkede kamu kesimi, elindeki üretim birimlerini, özel kesime satmaya başladı.
Benim 'ekonomik pandemi' olarak nitelediğim bu salgın Türkiye'ye de bulaşmıştı.
Bunun sonucunda da cumhuriyet tarihi boyunca yaratılmış kamu birikimlerinin çok önemli bir bölümü, 2003-2013 yılları arasında, yaklaşık 62 milyar dolara satıldı.
Olayın en acı tarafı ne biliyor musunuz?
Kamu kesimi bu 10 yıllık süreçte 62 milyar dolarlık mal sattığı ve gelir elde ettiği halde, iç ve dış borç stoku toplamını azaltmak bir yana, 194 milyar dolardan 298 milyar dolara çıkardı.
Öyle ama bu süreçte çok önemli yatırımlar da yapıldı diyebilirsiniz.
Gerçekten öyle mi?
Samsun örneğinden yola çıkarak hemen bakalım:
Samsun'da ilk özelleştirilen kurum, Tansu Çiller'in Başbakan, Murat Karayalçın'ın Başbakan Yardımcısı olduğu 50'nci Hükümet dönemindeydi. Bu dönemde, "Samsun Yem Fabrikası" satıldı.
Yine Tansu Çiller'in Başbakan, Deniz Baykal'ın ise Başbakan Yardımcısı olduğu 52'nci Hükümet döneminde ise ORÜS Vezirköprü ve Bafra işletmeleri satıldı.
Samsun’da en fazla kamu elindeki fabrikaların satıldığı süreç AK Parti hükümetleri döneminde gerçekleşti. AK Parti'nin iktidara geldiği 2003 yılından itibaren Samsun'da Karadeniz Bakır İşletmeleri A.Ş. Samsun İşletmesi, Türkiye Deniz İşletmeleri Samsun Feribotu, T.D.İ. İstanbul'da 21 taşınmazı ve Samsun'daki eski acente binası ve bir taşınmazı özelleştirildi.
Bitmedi elbette! Samsun Gübre Sanayi A.Ş. satılan önemli fabrikalarımızdan birisiydi.
Onun ardından Et Balık Kurumu'nun Samsun ve Mersin Soğuk Hava Deposu da özel sektöre devredildi.
Şimdi yazacağım fabrikanın özelleştirmesi ise Samsun için ciddi bir kayıptı. Yıllarca kent ekonomisini sırtlayan TEKEL Samsun ve Ballıca Sigara Fabrikası, İngiliz BAT'a satıldı. Bununla birlikte TEKEL Samsun Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü de özelleştirildi.
Satışlar bunlarla da bitmedi. TEDAŞ Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş., Samsun, Amasya, Çorum, Ordu ve Sinop'a elektrik dağıtıyordu. Bu kurumda da özeleştirmeden nasibini aldı ve Çalık Grubu'na satıldı.
Ve Samsun Limanı. Türkiye'nin Karadeniz'deki önemli limanlarından Samsun Limanı'nın özelleştirmesiyle limanın işletme hakkı 36 yıllığına ihale bedeli olan 125 milyon 200 bin dolara Samsunport'a devredildi.
Aslında Samsun'da satılması planlanan eldeki son fabrika, Çarşamba Şeker Fabrikası'ydı. Ancak iki kez yapılan ihaleler iptal edilince, fabrika da kimseye satılamadı.
Buna rağmen bütün çalışanları dağıtıldı. Fabrikadaki makinalar çürümeye terk edildi. Birkaç kez fabrikanın yeniden açılacağı otaya atılsa da bu söylemler her seçim öncesinde propagandadan öteye gidemedi.
Tüm bunları neden yazdım?
Vergi Uzmanı Ozan Bingöl'ün hesaplamalarına göre son 23 yılda 3 trilyon dolara yakın vergi toplanmış. Bunun yanı sıra 70 milyar doların üzerinde de özelleştirme geliri elde edilmiş.
Yukarıdaki bölümde 10 yılda özelleştirmelere rağmen Türkiye'nin artan borç rakamını söylemiştim. 2002 yılında 283 milyar lira olan merkezi yönetim borç stoku bugün yani son 23 yılda ise, 8,8 trilyon liraya ulaşmış durumda.
Samsun'da satılan onca fabrikaya ve gelir getiren kurumlara rağmen, neden bu paralar yatırım olarak Samsun'a geri dönemedi. Yani yeni fabrikalar neden yapılmadı, sanayide istenen atılımı neden gerçekleştiremedik.
Sözde özelleştirmelerden elde edilen gelirlerle yeni iş olanakları yaratılacaktı. Devlet sırtındaki kamburdan kurtulacaktı.
Ama ne yazık ki öyle olmadı! Sağlıktan ulaşıma, elektrikten, tarıma (tütün ve şeker pancarı üretimi Samsun'da bitirildi) kadar özelleştirilen her kurum, her fabrika ne bu kente ne de ülkeye yaradı.
Bu ülkenin kuruluşunda sarfedilen onca emeğe çok yazık oldu çok!
NOT ETTİKLERİM:
-Merkez Bankası, kasım ayı anketinde 12 ay sonrası için yıllık enflasyon beklentisi, piyasa katılımcılarında yüzde 27,2'ye, reel sektörde 47,8'e, hane halkında da yüzde 64,1'e geriledi. Tüm katılımcılarda beklentiler, yüzde 21 olan 2025 sonu tahmininin üzerinde kaldı.
-Türkiye'de en fazla eleman ihtiyacı olan meslekler belirlendi: Temizlik görevlisi, satış elemanı, paketleme işçisi, depo işçisi, konfeksiyon işçisi, servis elemanı
GÜNÜN SÖZÜ
“Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.”
Einstein