Siyaset sahnesindeki olaylar o kadar hızlı ki ekonomideki sarsıntıyı ve kötü gidişatı kimi zaman gözden kaçırıyoruz.
Ama vatandaş her şeyin farkında.
Bakın geçen hafta kamuoyu araştırma şirketi MetroPOLL Araştırma, bir anket yayınladı. Ankete göre, her 10 kişiden 7'si Türkiye'de ekonominin kötü yönetildiğini düşünüyor. AK Parti ve MHP seçmeninin büyük çoğunluğu bile bu görüşte.
Soru sadece muhalefete değil AK Parti ve MHP'lilere de soruldu. Ankete katılan ve son seçimlerde AK Parti'ye oy verdiklerini belirten vatandaşların yüzde 43.5'i, MHP'ye oy verenlerin ise 42'si ekonominin kötü yönetildiği görüşünde.
Anketin tamamında ise "İyi yönetiliyor" diyenler sadece yüzde 24,7. "Kötü yönetiliyor" diyenler de yüzde 71,8.
Muhalefet seçmeninin büyük çoğunluğu ise durumu zaten "çok kötü" olarak değerlendiriyor.
Bu işin vatandaş tarafı. Bakın artık sanayici bile bas bas bağırıyor. Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç geçen gün yaptığı açıklamada, "Dayanacak gücümüz kalmadı. Yüzde 60’ın üstünde faizle yatırımı bırak üretim yapamıyoruz" dedi.
Zaten 81 il ve 160 ilçedeki oda ve borsa başkanlarıyla bir araya gelen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da artık suskunluğunu bozmak zorunda kaldı.
Yazılı bir açıklama yapan Hisarcıklıoğlu, öne çıkan sorunları; finansmana erişim zorlukları, zirai don felaketi ve yüksek girdi maliyetlerinin özellikle emek yoğun sektörlerde yol açtığı sıkıntılar olarak sıraladı.
Vatandaşın hali ise daha da perişan. Herkes adeta bankaların kucağına düşmüş durumda.
Biliyorsunuz finansal piyasalarda 19 Mart ile başlayan sarsıntı ve Merkez Bankası’nın attığı adımlar ihtiyaç kredi faiz oranlarının aylık 1 puana yakın artmasına neden oldu.
Kasım 2024’ten bu yana dönem borcuna göre değişiklik gösterse de faiz oranı sabit kalan bireysel kredi kartı ve Kredili Mevduat Hesabı bakiyeleri 4 haftada ihtiyaç kredisinin neredeyse 2 katı büyüme hızına ulaştı. Bireysel kredi kartı bakiyesi 2 trilyon lirayı ilk kez geçti.
Bu demek biliyor musunuz; vatandaş parasızlıktan kredi kartına ve kredili hesaba hücum etmiş durumda!
Bu arada 'faiz sebep enflasyon sonuç' diyerek düşürdüğümüz faizler sonucunda Merkez Bankası'nın 2023 ve 2024’te toplam 1.5 trilyon zarar ettiğini geçtiğimiz günlerde yazmıştık.
Bakın Ekonomi gazetesinden meslektaşım Erdoğan Süzer bu zarara rağmen, Merkez’in tepe yöneticilerine zarar edilen bu iki yılda toplam 100 milyon lira maaş ödendiğini yazmış.
Güler misin ağlar mısın!
Sıkı durun! Böyle bir tabloda çok ilginç bir durum daha var.
Meraklıları bilir; Tesla yeni arabasını çıkardı. Fiyatı 2 milyon TL. Daha piyasaya çıkmadan tükendi biliyor musunuz?
Konut fiyatlarına bakın; dünyanın en pahalısı olmaya gidiyor ama konut bulunmuyor. Fiyatlar uçmuş gitmiş ama mal bulunmuyor.
Bu ülkede toplumun dörtte biri, bütün ülkeye yetecek kadar tüketim yapabiliyor geri kalanı ise perişan bir durumda.
Orta gelirli, emekli, memur, işçi bankalara borçlandıkça borçlanıyor. Üstelik yüksek faizlerle!
Ünlü bir atasözümüz var ya, güya borçlu insan daha da bilenirmiş çalışmak için, anlamına getirilen.
Hayır efendim, atalarımız yanlış uydurmuş. "Borç yiğidin kamçısı" falan değil artık.
Günümüzde o atasözü "Yiğit temerrüde düşerse bankalar tarafından kırbaçlanır" olmalı!