Çocukluğum o hastanede geçti desem yeridir.
Öyle sağlık sorunundan değil, rahmetli annemin ilk görev yeri Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi olduğu için…
Daha küçük bir çocukken annemin çalıştığı bu hastaneye gitmek için ne diller dökerdim.
Çam ve zeytin ağaçlarıyla dolu o hastane benim için bir park gibiydi. Annem mesaisini sürdürürken ben de bahçesinde oyunlar oynar, kuşları kovalar, karınca yuvalarını arardım.
İşin daha da ilginci babam da yıllarca orada görev yaptı ve 30 yıllık çalışma süresini tamamladıktan sonra o da Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nden emekli oldu.
O yüzden kurulu bulunduğu bölgedeki mahalleye de 'Hastanebaşı Mahallesi' adını veren bu tarihi yapının yeri, bende çok ayrıdır.
2007 yılında Haber Gazetesi'nde çalışırken bir gece yarısı Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde yangın çıktığını öğrenince, büyük bir üzüntü yaşamıştım.
Yaklaşık 2.5 saatte kontrol altına alınabilen yangın sonrasında hastanenin 2. Abdülhamid döneminde yaptırılan tarihi ana binası ve devamındaki yatan hastaların kullandığı bölüm de yanıp kül olmuştu.
Buna rağmen o virane halinde bile yıllarca yangından kurtarılan bölümlerde, hasta kabul edilmeye devam edildi.
Ta ki 2018 yılında 'nihayet!' bitirilebilen yeni hastaneye taşınılmasına kadar.
O büyük yangının üzerinden 15 yıl, yeni hastane binasına taşınılmasının ardından da 4 yıl geçti.
Tarihi hastane binası hala virane bir şekilde kaderine terk edildiğiyle duruyor. Yıkım yapılan yerlerde, inşaat molozları bile halen kaldırılmamış, öylece duruyor.
Kısacası; 1902 yılında Canik Hamidiye Hastanesi adıyla hizmete açılan, Cumhuriyet'in ilk yıllarında ise 'Memleket Hastanesi' adını alan Samsun Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi'nin son hali adeta içler acısı.
Burası Avrupa'da ya da başka bir ülkede olsa kısa sürede restore edilir, bir şekilde yeniden vatandaşların hizmetine sunulurdu.
Oysa şimdi bir korku filminin içinde gibisiniz. Hele de çevredeki vatandaşlar için durum daha da endişe verici. Çünkü alemcilerin gözde mekanı haline gelmiş durumda tarihi mekan ve çevresi…
Samsun Büyükşehir Belediyesi sözde bu bölgeyi 'Aile ve Yaşam Merkezi’ yapacaktı ama hala ses seda yok.
Asırlık çam ve zeytin ağaçlarıyla kaplı 28 dönümlük bölge unutulmuş, kaderine terk edilmiş durumda.
Geçenlerde bir peyzaj teknikeri, hastane bahçesindeki 300 yıllık zeytin ağaçlarının da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi.
Samsunlu söz verildiği gibi bu alanın vatandaşların asırlık ağaçların gölgesinde dinleneceği, çocukların tıpkı benim çocukluğumda yaptığım gibi koşup oynayabileceği bir yeşil alan haline getirilmesini, tarihi binanın da restore edilmesini istiyor.
İstiyorlar istemelerine de seslerini duyan var mı acaba!