Önceki akşam;
Atakum'da 'Burhan Ağbi'nin mekanına misafir olmak durumunda kaldım...
Yanımda;
Sporun duayeni Ercüment Gül!..
Karşı masada;
Samsun'un tanınmış ünlü işadamı arkadaşıyla koyu sohbetteyken,
Garsonun acı sesi!!!..
'Ercüment ağbi bu Samsunspor'un durumu ne olacak?'
İşte ondan sonra da olan oldu!..
Samsunspor ile başladık,
Samsun'un ticaretinden, kültüründen, sosyal yapısına kadar ne varsa iki masanın etrafında topladık...
Derken;
Konu döndü dolaştı, 'MARKA SAMSUN'a takılı kaldı!..
İşadamımız;
'Ya arkadaş' dedi,
Bizim markamızı bileniniz var mı?..
Pide!..
Simit!..
Böyle marka mı olur?..
Ticaret Odası’nın gelmişini geçmişini irdeledikten sonra da,
'İyi ki' dedi,
Atatürk Samsun'a çıktı!..
'Ya taka bozulsaydı da Sinop'a çıksaydı... Ne yapardık?..
Konuşacak, övünecek hiçbir şeyimiz kalmazdı... Bu millet yatsın kalksın Atatürk'e dua etsin...'
Doğru söylüyordu!..
Marka şehir Samsun'un elinde avucunda simit ile pidenin dışında hiçbir şey yok!..
Hadi Samsun'un yok,
E peki;
Ülkemin var mı?..
O da;
Adana kebabı, Akçaabat köfte!..
Yani;
Sorun aslında milliydi!..
Milliydi ama biz egoistlik yapıp,
Samsun'u çözmeye çalıştık!..
Samsun'da neden işler yolunda gitmiyor sorusunu arıyorduk!..
Belki size garip gelecek ama o cilalanmış kafalarla biz,
NEDEN sorusunu aynı fikrin etrafında birleşerek çözdük!..
Bize göre neden;
Öncelikle siyasilerin bir araya gelememesiydi...
Samsun menfaatlerinin dışında hareket etmeleri,
Kendi çıkarlarını, parti çıkarlarını şehrin çıkarlarından önde tutmalarıydı!..
Elbette;
Burada sadece siyasiler değil!..
Biz basın mensupları da,
STK'nın tamamı da!..
Daha da ötesinde;
Sürekli ayrıştırmacı zihniyetinde olan bir kısım cümle alemde, SUÇLUYDU!..
Anlayacağınız;
Teşhis de,
Reçete de masadaydı!..
Ve
Yine hepimizin tek beklentisi;
Yeni yönetimlerin bu konuya ağırlıklı olarak eğilmesiydi ki;
Torunlarının harçlıklarını çıkartmak pahasına akşam ayazının içinden çıka gelen
73 yaşındaki Udi DEDE!..
Kafamızdaki o buruşuk geceyi,
kopartıp aldı!..