Her birey zaman zaman kendini ve geçmişini gözden geçirir, hatalarını, hatalarından aldığı dersleri, neleri farklı yapsaydı hangi sonuçlara ulaşacağını, neleri iyi yaptığını, hangi olumlu sonuçlara hangi olumlu davranışlarla ulaştığını düşünür.
Bu değerlendirme sürecinin dengeli ve doğru yürütüldüğünde bireysel gelişimde önemli yer tuttuğu görüşü yaygındır. Dengenin kaçması bireyin karmaşa yaşamasına yol açabilir tabi ki fakat sürecin tamamen ret olması önemli noktadır ve üzerinde çok şey söylenebilir. Doğru kavramı, doğrunun varlığı felsefi bir konudur ve kişiden kişiye değişir lakin alınan sonuçlar beklenenden uzak ve olumsuzsa birey kendi doğrusunu sorgulayabilir hale gelebilmektedir.
Herkes Hata Yapar, Hatasız Kul Olmaz, Hata Yapma Lüksümüz Yok cümleleri dilimizde hataya ilişkin sık kullandığımız cümleler ve kendi içlerinde bir karşıtlık içeriyorlar. Hata yapmayı lüks olarak gören bakışla insanlar için doğal gören bakış zaman zaman karşı karşıya geliyor.
Hataya bakış açımız yaratacağı katma değerle bizi biz yapan unsurların başında geliyor. Toplumun yetiştirdiği bireylere bu noktada desteği çok değerli. Toplum olarak hatalara bakışımız, süreçleri değerlendirme yöntemlerimiz ve elde ettiğimiz çıktılar her bireyin gelişimine ışık tutar.
Sorunun değil çözümün parçası olma kültürü geliştiricidir. Hatalar insanlığın deneme yanılma ile başlayan, bilimle gelişen, geliştikçe çığ gibi büyüyen öğrenme sürecinin en önemli mimarlarıdır. Hata yapmaktan korkmayan bireylerin beyinlerinin ve paralelinde düşünme yetilerinin geliştiği bilimsel araştırmalar konu olmuş bir başlık. Burada bakış açımız belirleyici nokta olarak çıkar karşımıza.
Hatalar bizler için yeni şeyler öğrenme ve ilerleme fırsatı mı, yoksa özgüvenimizi alt üst eden virüsler mi? Nedenler, süreçler ve sonuçlar hakkında değerlendirmeler yapmak bizi bu noktada aydınlatır. Bilim, iş ve spor dünyası bu noktada çarpıcı örneklere sahiptir. Bilim ve teknoloji dünyası araştırmalar yapılırken karşılaşılan hatalar sonucunda icat edilen ürünlerle doludur. Mikrodalga fırınlar bunların en bilinirlerindendir. Amerikalı mühendis Percy Spencer, 1945 yılında radar teknolojisi üzerinde çalışırken, cebinde bulunan çikolatanın eridiğini fark etti. Bunun nedeninin radar dalgalarından yayılan mikrodalgalar olduğunu keşfetti. Mikrodalga enerjisinin yiyecekleri hızlıca ısıtabileceğini fark eden bilim adamı bunu geliştirerek iki yıl sonra dünyanın ilk mikrodalga fırınını üretti.
Hatalar yaratıcılığımızı geliştirir, çözümler üretme ve sorun çözme kasımızı güçlendirir, karşılaştığımız olumsuz durumlar karşısında güçlü durabilmeyi başarırsak özgüvenimizi artırır, güçlü özgüvenle güçlü karakter ortaya koymamızı sağlar. Unutulmamalı ki hiçbir hata öğrenme süreci için tek başına yeterli değildir ve hatanın varlığı kadar tekrar süreci de birey için öğreticidir. Hangi hataları tekrarlıyoruz ve nedenleri neler sorusu bu sürecin olumlu işletilebilmesini sağlar.
Eylemlerimizde doğru adımlar atmak, doğru hesaplamalar yapmak ve olumlu sonuçlar almak önceliktir ancak hatalar hep ihtimal dahilindedir. Hayatın keyifli ve geliştirici tarafı da bazılarımıza göre budur aslında. Düştükten sonra kalkıp, ders alıp yolumuza devam edebiliyorsak ve aynı hatayı tekrarlamıyorsak ancak o zaman gerçek kazançtan ve zenginliğinden bahsetmek mümkün hale gelir.
‘Hatalarımızdan nasıl ders çıkarabiliriz’ eğitimlerimde bu konuya değindiğimde sık karşılaştığım sorulardan biridir. Kendimce şöyle yanıtlarım hep;
Öncelikle hataya değil çözümüne odaklanalım, enerjimizi önce çözüme ayıralım, kendimizi suçlamakla vakit kaybetmek yerine çözüm arayışına başlayalım. Ardından hata öncesi süreci gözden geçirerek bir sonraki adımlar için dersler çıkaralım, stratejiler geliştirelim. Eleştirilere açık ve objektif bir tutum sergileyelim. Özeleştiri kültürü geliştirelim ve buna her şeyden önce kendimize karşı dürüst olarak başlayalım. Sümen altı ettiğimiz, yüzleşmediğimiz her hatanın kaçan önemli bir öğrenme fırsatı olduğunu unutmayalım.
Yürüdüğümüz sokaklar sadece hata yapmaktan korktuğu, adım atmadığı için gelişemeyen, korkularına esir düşmüş onlarca yetenekle ve hata yapa yapa gelişen ve giderek daha az hata yapan güçlü karakterlerle dolu. Biz hangisi olmak istiyoruz? Yanıtlamamız gereken öncelikli sorulardan biri.
Yıllar önce izlediğim bir filmde çok keyif aldığım şöyle bir cümle duymuştum: ‘Hayat acımasız bir öğretmen gibidir. Önce sınav yapar, sonra ders verir.’
Yol hiçbir zaman sonuna kadar düz olmayacak. Bazılarımızınki fazlaca engebeli olabilir hatta. Bu engebeler bizleri hataya da sürükleyebilir ancak hatanın büyüğü ders almamak, korkup saklanmak, kaygılarına, endişelerine esir olmaktır.
Friedrich Nietzsche "İnsanı yükselten şey başarıları değil, hatalarından öğrendikleridir" der. Çok net ve güzel bir özet tümce.
Mümkünse hatasız, mümkün değilse de hatalarımızdan ders alarak öğrendiğimiz keyifli bir hafta sonu dilerim.
Çok keyifli bir yazı olmuş, yüreğinize kaleminize sağlık????????