Değerli Okurlarım,
İnsanlık Toplum 1.0 adı verilen avcı toplayıcı dönemden başlayan yolculuğundan asırlarca sonra Toplum 5.0 adı verilen, aklının limitlerini zorlayan döneme ulaştı. Değişiyoruz, dönüşüyoruz ve bunun en hızlı yaşandığı dönemlerden birindeyiz. Tüm bunlar tutunma ve var olma çabamızın önemli göstergeleri bir yandan da.
Günümüz koşullarında her birimiz birçok farklı alanı bir arada ve dengeli yönetmek durumundayız. Bu alanlarda başarılı olma oranımız farklılık arz edebiliyor. Bu oranı artırmak için de zaman zaman vazgeçmeyi ve müdahaleleri doğru zamanda yapmayı bilmemiz gerekiyor.
Birçok strateji, spor veya aksiyon filminden hatırlayacağınız meşhur sahnelerdendir ‘Çok kritik bir anda gözler ana karakterdedir, herkese nefesini tutmuş sabırsızlıkla onun yapacağı hamleyi bekliyordur, oysa doğru zamanı kolluyordur, heyecan arttıkça artmaktadır ana karakterimiz tam zamanında müdahalesini yapar, sonuç herkesi mutlu eder.’ Yaşamsal döngümüzde de durum çok farklı değildir aslında, doğru zamanlamada yapılan doğru müdahalelere hepimiz ihtiyaç duyarız.
Yönetmemiz gereken alanlarda arzu ettiğimiz sonuçlara ulaşabilmemiz için doğru zamanda doğru kararlar verme yeteneğimizin gelişmiş olması gerekir. Burada netice sözcüğü devreye girer ve akla neticelendirmeyi de getirir. Neticelenme her zaman ve her konuda kendiliğinden ortaya çıkan bir hal değildir, kimi zaman da bizim kararlarımızla, müdahalelerimizle, uygulamalarımızla ortaya çıkar.
Bir kısmımız neticelendirme kararını olgun bir tavırla, kolaylıkla verip, bunun gezegenin kurallarından biri olduğu fikrini benimserken bir kısmımız da bunu ciddi bir kriz olarak görürüz. Bu noktadaki bakış açımız karar süremizin uzunluğunu belirleyen kilit noktadır aslında. Dinlerin çoğunda kâinatın bir sonu olduğu inanışı hakimdir. Netice kavramının ne kadar içselleştiğinin net örneğidir bu inanış biçimi.
Karar süreci iyi yönetebilmemiz adına birtakım unsurları irdelememiz yarar sağlayacaktır. Bu unsurların başında, sona gelip gelmediğimizle ilgili tespit soruları oluşturmak ve soruların yanıtları üzerinde düşünmek gelir. Sonucu bizler için üzücü olsun olmasın kararımız neticelendirmekse bu durumun yaratacağı duyguları kabullenmek önemli bir adım olacaktır. Biten bir iş birlikteliği, bir oyuncunun takımından ayrılması, bir aktörün yer aldığı diziden ayrılması, yaşadığımız şehri değiştirmemiz, bitirmemiz gereken dostluklar, mesleklerimizi bırakıp yeni alanlara yönelmemiz her biri içinde birtakım hüzünler, sevinçler, kaygılar, korkular, tedirginlikler, heyecanlar, üzüntüler barındırabilir. Bu duyguları yönetebilmenin ilk adımı duyguları kabullenmek ve kendimizi hissettiklerimiz için sorgulamamaktır. Unutmayalım ki birbirine zıt duygular hissetmek aynı olay içinde karşılaşabileceğimiz bir durumdur. Babanız sekiz yaşınızdayken elinizden tutar sizi ülkenizin en köklü camialarından birinin sporcusu yapar, tüm başarılarınızı o kulüpte elde etmişsinizdir, gün gelir dünyanın en büyük kulüplerinden birinde oynama şansı yakalarsınız, gideceğinizde yaşayacağınız hüznü ve burukluğu da giderek elde edeceklerinizin vereceği mutluluğu ve heyecanı da görebilmek, karar alırken üç yüz atmış derece düşünmek lider bir tutum olacaktır.
Kabullenme ve yönetme sürecine erken geçiş kararınızı uygulama hızınızı da artıracaktır. Karar alıp uygulamaya koyduktan sonraki süreçte başa dönmeniz, beraberinde konudan uzak kalamamanızı getireceği için süreci zora sokacaktır.
Kendinize yeni öğrenme alanları açmanız, zihninizi karmaşık duygulardan arındırarak karar ve uygulama sürecinde sizi güçlendirecektir. Hiç bilmediğiniz bir alan mı arıyorsunuz? Bugüne kadar hep şiir okumak, araştırmak istedinizse, belki zaman şimdidir değil mi? Cemal Süreya, Edip Cansever ve daha nice usta şair boşuna mı bıraktı onca şiiri bize? Deneyimlemediklerinizi deneyimlemeyi deneyelim. Yeni şeyler öğrenip, kendinize yeni alanlar açalım, baltamızı bileyip, ruhunuza yatırım yapalım. Kendi hayatımızın lideri olabilmek adına kendimize yapabileceğiniz en etkili yatırımlardan biridir bu.
Mücadele her zaman istediğimiz neticeyi alabilmemiz için verilmez, kimi zamanda neticelendirme kararı verebilmemiz için gereklidir. Lider duruş bunu doğru ve etkili şekilde yönetebilmek adına önemli bir güçtür.
Dağcılar bazen haftalarca ya da günlerce antrenmanlar, planlar, çalışmalar yaparak hazırlandıkları, kilometrelerce yol kat ederek emek verdikleri tırmanışlarda, ön görülemeyen risk faktörlerinden dolayı tırmanışlarını zirveye varmadan neticelendirme kararı alırlar. Mühim olan ‘’ Zirveye çıkmak değil, eve sağ salim dönmektir’ çünkü. Ancak riskleri, verileri soğukkanlılıkla değerlendirme ve sakin karar verebilme yeteneğinin gelişimiyle mümkündür bu.
‘Ağaç dikmek için en iyi zaman yirmi yıl önceydi, ikinci en iyi zaman ise şimdidir’ der Çin Atasözü. Hedeflerimiz, planlarımız, ideallerimiz için emek verelim, çaba sarf edelim. ‘Kader gayrete aşıktır’ unutmayalım. Emek ve çaba gösterirken neticelendirme, sonlandırma aşamasına da gelebileceğimizi, bunun da hayatımızın bir parçası olduğunu görebilelim.
Emek verdiğiniz, sevdiğiniz, sürmesini istediğiniz, hayatınıza değer katan ne varsa dilediğinizce ve gönlünüzce sürsün.
Sağlık ve neşe dolu bir hafta sonu dilerim.
Her sonlandırma aynı zamanda yeni başlangıçlardır. Kaleminize sağlık harika bir yazı☺️????
???????????? bu şahene yazı için teşekkür ederiz. Yüreğine kalemine sağlık ????
Çok teşekkür ederim beğenmenize sevindim
Sondaki temenniniz çok kıymetli. Emeğinize sağlık
Hepimiz için gerçek olmasını umarım. Çok teşekkür ederim
Çok güzel bir metin.
Beğenmenize çok sevindim. Teşekkür ederim.
Elinize emeğinize sağlık
Çok teşekkür ederim.Sizlerin de…