En çok duyduğumuz tamlamaların başında geliyor Yapay Zeka son yıllarda. Hayal gücümüzün sınırlarını zorladığımız muazzam bir saha. Birçok alanda kullandığımız algoritmalar dizisi aslında hayatımıza uzun yıllar önce kendini çok da fark ettirmeden girdi ve bir çoğumuzun gündelik hayatına konfor kattı. Gün geçtikçe bu algoritma dizileri yapay zekanın da güçlü temelleri haline geldi. Sağlıktan, turizme, eğitimden endüstriye birçok alanda ucundan kıyısından hayatımızda oldu ve güçlenince kendini daha belirgin hale getirdi.
Birdenbire hayatımızda bir de yapay zeka girdi gibi hissettik bazılarımız. Süreç yıllardır işliyor oysa ki…
Rekabetin kendini belirgin olarak hissettirdiği teknoloji alanında yapay zekâ adeta yarışın kurallarını değiştirdi. Her geçen gün gücünü artırıyor. Bu gelişim ve paralelinde yarattığı değişimden ürken insan sayısı her geçen gün daha hissedilir oldu.
Uzak bir zaman dilimi gibi geliyordu bizlere bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz makinelerin, yazılımların, teknolojik ürünlerin insanların yerini alacağı dönemler. Oysa değişimin hızı bugün bizlerde kaygı duygusu uyandırabilen bir hal almış durumda. O döneme geldiğimizi hissedenlerimiz var ve hatta çoğunlukta. Değişim ve dönüşüm kavramları belirginliğini her geçen gün artırıyor. Bu değişime ayak uydurabildin mi diye kendimize sorar halde olanlarımız da var ben ayak uydurdum konforum keyfim çok yerinde diyenlerimiz de. Her değişim gibi sevindiren tarafı da var, endişelendiren tarafı da…
Sadece yapay zeka konusunda değil kontrolün bizim elimizde olamayacağını düşündüğümüz her konuda tedirginlik duymamız son derece insancıldır. Mühim olan kaygılarımızı ve tedirginliklerimizi yönetebilmemiz ve bizler için sorun haline gelmeleri yerine onları bilince ve fırsata çevirebilmemizdir.
Çok defa duymuşuzdur bir çoğumuz ‘Gün gelecek makineler insanların yerini alacak’ sözünü. 70 yıl sonrasını anlatan filmlerde kahvesini makine ile sohbet havasında konuşarak hazırlatan karakterleri hatırlarsınız, o karakterler olmak üzereyiz neredeyse. Buna benzer birçok örnek günümüz için geçerli.
Sahiden de korkulacak bir şey mi ki Yapay Zeka?
Bizi konu hakkında kaygılandıran unsurlar neler?
Hangi yönleri bizi konuya yükseltirken hangi yönleri bizi endişelendiriyor?
Bu konunun hatlarını netleştirmek için ille de yapay zeka tarihi konusunda derin araştırma yapan biri olmamıza gerek yok.
Akla ilk gelen insanların artık kendisine daha az ihtiyaç duyulacağı kaygısı taşıdığı. Bu halin üretkenliğimizi zayıflatabileceği ve bizi hem fiziksel hem zihinsel iş gücü olmaktan uzaklaştırarak hızlı yaşlandırabileceği, makinelere bağımlılığımızı artırarak verimimizi azaltabileceği düşüncelerini hakim. Dünyada her geçen gün boyut değiştirerek hızla yaygınlaşan bu teknolojinin gerçeklik algısı yönüyle de tehdit oluşturabilmesi kaygı duyulan noktalardan. İzlediğimiz bir videonun bir teknoloji hilesi olup olmadığından emin olamama fikri ürkütücü gelebiliyor. Segal Yasasının ‘Bir saati olan insan saatin kaç olduğunu bilir, iki saati olan insan ise saatin aslında kaç olduğundan hiçbir zaman emin değildir’ izahı yaşadığımız bu tedirginliğin benzer sebeplerinden.
İnsanlığın ihtiyaçlarının büyük bölümünü sanal ortamda görmeye alışmasının sosyalleşme ihtiyacını azaltacak olması, insan faktörünün giderek zayıflaması ve yapay zekanın kontrolden çıkararak insanlığı zor durumda bırakması da endişe duyulan diğer konular.
Belirsizlik ile değişim arasında kıldan ince kılıçtan keskin bir bağ olduğuna inanırım. O kadar önemli bir detaydır ki bu değişimin heyecan ve motivasyon oluşturması da kaygı oluşturması da bu çizgi ile mümkündür. Yapay zekayı insandan bağımsız düşünmeye başladığımız zaman bu ince çizgi zihnimizin sınırlarını zorlamaya başlar ve kaygılanırız. Dünyanın en gelişmiş bilgisayarını satrançta yenen yine insan değil mi? Peki ya o bilgisayarı üreten, o da…
Yaşadığımız bu değişim süreci, yakın zamanda başlamadı. Yakın zamanda hızlandı evet lakin bu bizim zihnimizin ve üretkenliğimizin sınırlarıyla alakalı bir süreç. Bugüne kadar ne yazık ki hep bu gezegenin efendisi ve hakimi sandık kendimizi. Doğayı kirletmemek, canlılara ve yaşan haklarına saygı duymak, gezegendeki sınırlı kaynağı adil bölüşmek zaman zaman önceliğimiz olmaktan çıktı. Kontrolün elimizde olması fikri bizi öyle heyecanlandırdı, buna gösterdiğimiz çaba gözümüzü öyle kararttı ki, gün geldi kendi ürettiğimizden korkar olduk.
Asıl mesele dünyaya yapay zekayı ve getirdiklerini yaymak değil asıl mesele iyi niyeti, iyiliği yaymak! Biz insanlığın iyiliği için üreteceksek, yüzümüzü iyiliğe çevireceksek, hırsımız gözümüzü bürümeyecekse neden tehlike içersin? Bu sadece yapay zeka için değil insanoğlunun bugüne kadar ki tüm icatları için geçerli değil mi?
Bu teknoloji ile dünyada açlığın haritasını çıkararak hızlı yardım ve adil kaynak dağıtımı yapmak da mümkün, bir ülkeyi ele geçirme planı ve stratejisi hazırlamak da. Asıl güvenemediğimiz işlerin kontrolden çıkması değil de yoksa, kötülerin yapay zeka ile güçlenerek işin boyutunu değiştirmesi mi?
Yapılan araştırmalar 14-27 yaş aralığının yapay zekayı çok daha etkin kullandığını gösteriyor. Bu durum yine insanı eğitmenin, bitmeyen bir öğrenme ve gelişim sürecinde tutmanın önemini ön plana çıkarıyor. Ağaçlara dokunmayan, kırlangıçların nasıl yuva yaptığına tanık olmayan, çiçeklerin de canlı olduğunu sadece derslerde duyan çocuklarımızın dünyayı değiştirebileceğine inanmak bizi de zaman zaman gerçeklikten uzaklaştırıyor. Kaygılarımızın asıl sebebi olarak bunları görebiliriz.
Uzun yıllar sivil toplum kuruluşları ile çalıştım. Çocuklarla söyleşiler, seminerler yapma şansına eriştim. Hepsinde bıkıp usanmadan paylaştığım Nobel Barış Ödüllü Eğitim Aktivisti Malala Yusufzay’a ait bir söz: ‘Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştirebilir.’
Ne zaman yapay zeka ile ilgili kaygıya dair düşünsem aklıma bu söz gelir. Buna inanmak, yüzümüzü önce iyiliğe ve sevgiye dönmek, birlikte gelişmek, birlikte üretmek, birlikte ilerlemek neden yapay zeka ile birleşerek hız kazanmasın ki…
Bu teknolojinin başrolünde biz varız. Şunu unutmazsak süreç lehimize gelişecektir ‘İyilik, iyidir’
Hafta sonunuzun neşe ve sağlıkla geçmesini dilerim.
çok güzel bir yazı olmus Avnicim kalemine sağlık :)
Çok teşekkür ederim faydam olduysa ne mutlu bana. Görüşmek üzere
Bir eğitiminizde duymuştum sizden bu sözü ve önerinizle Malala kitabını okudum. Yazınız çok güzel olmuş hocam yine eğitimlerde görüşmek üzere
Çok teşekkür ederim faydam olduysa ne mutlu bana. Görüşmek üzere