Adına, şanına binlerce şiir yazılan, türküler yakılan İstanbul. İslam’ın başkenti...
Bir sengine bin Acem mülkü fedâdır bilirim.
Gülenlerin şöyle dursun, ağlayanların bile bahtiyardır İstanbul...
Güzelsin, çekicisin, cazipsin, tutkulusun, tarihsin, sanatsın, şehirlerin şahısın.
Derinsin, gizemlisin, sırlarla dolusun.
Seni çözmek, anlamak, anlatmak çok zor.
Sen bir şiirsin; kafiyesi bol, redifi az, ahenkli bir şiir.
Sana yazılan şiirler içerisinde bir eksik var mı acaba diye düşünüyorum.
Evet, var diyorum ve ben sana Vuslat başlıklı bir şiir gönderiyorum.
Şiirim ahenkli, derin, nahif, ince, nazik, kafiyeli, ezberi kolay, manası derin...
Şiirimin adı Vuslat...
Güzelliğine, derinliğine, tarihine Vuslat...
Vuslat, seni okumak, sende okumak, sende yaşamak, sende hayat bulmak ister, mücadele eder.
Vuslat seni çok sever, çok güzel anlatır.
O çok güzel bir şiirdir.
O şiir sana çok güzel bakar, sana tutkundur, meftundur aşıktır.
Sen de ona iyi bakmalısın, onu muhafaza etmeli, korumalısın; besleyip büyütmelisin.
Çünkü o şiir, Vuslat, benim ilk kerimemdir, ona iyi bak olur mu?
İsa hocam böyle şiirler bekliyoruz sizden