İçimizdeki İrlandalılar vardır. Pirinç içinde pirinç renginde. Fark ederiz, biliriz onları da.
Bizi yiyip bitirmelerini anlayamayız. Bildiğimiz münafıklar gibidirler. Kaleyi içerden fethetmek diyemem. Fetih iyidir.
Kaleyi içerden kuşatmaktan, düşürmekten bahsediyorum. Kurt çınarı kemirmektedir. Koca çınar, her geçen gün yıkıma doğru gitmektedir.
Çınar, çınar gibi durduğu için dışarıdan fark edilemez bu durum.
Sığınacağın limanın, sükun bulacağın mekanın, teselli bulacağın kucağın senin için bir ateş olması ne kötü değil mi?
Hayat içerisinde gerim gerim gerilip, patlamanın eşiğine gelip rahatlayacağın yere gidersin. İçeriye...
Ancak orada eğer seni bir gül değil de bir ateş bekler ise yandın. Hem de ne yandın! O zaman hâlin iç güveysiden hâllicedir. Bu basit bile kalır. İç güveysi iyidir, sığınmıştır, huzur bulmuştur belki. Ama siz içeriden kuşatılmışsınız, vurulmuşsunuzdur böğrünüzden.
Deplasmanda mağlup olanları bir yere kadar anlayabilir, hoş görebiliriz veya onlara acımayabiliriz. Ya içeride mağlup olanlar...
Acınası hâlleri vardır onların...
Kimseye durumunu anlatamaz onlar. Seyircilerinin gözleri önünde serilmişlerdir yere. Sırtları yere gelmiştir evlatlarının önünde. İnsanda ne gurur kalır, ne güven, ne itimat, ne gezecek hâl, ne de piyasaya çıkacak cesaret...
İçeriden vurulanların hikâyeleri ne kadar acıdır.
Bir bilseniz...
Anlatamazlar...
Ancak ben yorum ve katkılarınızı bekliyorum. Koca çınar, kükremiş ormanlar kralı aslan çok güçlü gelir dışarıdakilere. Ancak o aslan görünen, başka yerde kedidir. Fırtınalı diyarlarda yetişen çınar, bir dal değerindedir. Veya o duruma düşürülmüştür. Orduları dize getiren bir komutanın evdeki eşine boyun eğmesi sizce nasıl yorumlanmalı? Bu durum komutanda travmalara sebep olmaz mı?
Bir kurdun çınarı ince ince, dilim dilim, lime lime, yumuşak yumuşak, sinsi sinsi kemirmesini bilir misiniz?
Bu hâle dair sizde de hikâyeler var mı?
Anlatabilecek, paylaşabilecek yürek var mı? İşin en acıtanı da nedir bilir misiniz? Sizi yakan, yıkanın bu durumun hiç ve asla farkında olmamasıdır.
"Elin attığı taş yabana gider, akrabadan gelir zarar demişler." Şerifî böyle demiş.
Ne kötü değil mi? Ne zor!
İçinden çıkılmaz bir durum. Aşağı tüküremezsin, yukarı da tüküremezsin. Hiç tüküremezsin. Tükürme. Tükürmek kötü.
Sen nefes alamazsın. Millet, el alem sorar. Niye nefes alamıyorsun diye. Diyemezsin. Kol kırılınca yen içinde kalsın dersin. Kimse duymamalı dersin. Anlatamazsın, anlatmazsın. İçine atarsın. Bir yerlerden acısı kat be kat çıkar. Yara alırsın. Yaralanırsın.
Derman aradığın yer, zehir olur sana. Vurulmak kötüdür.
Beterin beteri ise Allah korusun!..
"İÇERDEN VURULMAK"tır.