Şimdi taraftarımızda şöyle bir algı var; 25 Nisan’a kadar susalım, takım ve şehir birlik oldu olumsuz yorumlar yaparak birlikteliğe zarar vermeyelim. Tabii biz de sürekli böyle olumsuzlukları yazınca hedef olmuş oluyoruz.
Peki, şöyle bir, bir buçuk sene geriye gidip bir düşünelim; bu gerçekleri konuşmadığımız için şampiyonluk gitmedi mi? Bu konuyu biraz daha açalım. Geçen yıl yeni yönetim ve sistemle Samsunspor bir yola çıktı. Maraton uzun, ligi bilmiyoruz, transferler iyi ancak bu ligin oyuncuları değil, adaptasyon sürecinde sorun yaşadık. Tüm bunlar yaşanırken dile getirildiğinde susalım birliktelik bozulmasın denildi. U:zatmayalım sonuçta bir yılımız hatta daha büyük zararı yönetimsel bazı değişiklikler ile sonuçlandı.
Bugün durum daha da farklı. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi kötü oynayıp puan kaybı yaşamak yok. Evet, gerçekten kötü oynuyoruz belki farklı sebepleri var ancak maçın sonunda üç puanı alan tarafız.
Günümüz futbolu da göz hoş gelen oyundan ziyade üç puan odaklı olduğu için şimdilik bu kötü oyun sorun teşkil etmiyor. Peki ya sonra ki haftalar için?
Sezonun ilk yarısında oynadığımız bazı karşılaşmaları anımsayalım; evimiz de oynadığımız Manisa FK maçı. 60 dakika sahada oyun yoktu, mücadele yoktu, 60. Dakikadan sonra ince bir kıvılcım, oluşan peş peşe ataklar maçın sonunda bir puanı zor kurtardık. Deplasmanda oynadığımız Çorum maçı; 90 dakika oyun yok mücadele yok mağlubiyetle döndük. Şimdi ben diyorum ki; üç haftadır ortada oynanan kötü bir oyun var yani en azından göze kötü geliyor bunun şimdiden çaresine bakalım.
Samsunspor ligin 21. haftasında ligin orta sıralarında bulunan ve ilk yarı evinde 5-0’lık flaş bir skorla mağlup ettiği Tarsus İdman Yurdu ile karşılaştı. Müsabakaya hızlı başlayan Akdeniz ekibi 14. Dakika da Yılmaz’ın attığı gol ile 1-0 öne geçti. Bu dakikadan sonra da ataklarına devam eden ev sahibi maçın 25. Dakikasından sonra aynı tempoyu yakalayamayınca ilk yarı 1-0 Tarsus İdman Yurdu galibiyetiyle sonuçlandı.
İlk yarı özellikle sol geride Gökhan Meral’in etkisiz kalması ve atakların o yönden gelmesi sebebiyle Ertuğrul hoca önlem amaçlı ikinci yarı da Ramazan Çevik ile başladı. Devrenin hemen başında Bahattin’in sağdan yaptığı ortaya ceza alanında el ile müdahale edilmesi sonucu penaltı kazandık. Topun başına geçen Bahattin soğukkanlı bir vuruşla beraberliği sağladı. İlerleyen dakikalarda 61. Dakikada Burak Çalık’ın yerine oyuna giren Ahmethan girdikten on dakika sonra güzel bir kafa golü ile üstünlük sayısını kazandırdı maç da bu skorla tamamlanmış oldu.
Mersin’den üç puanla döndük fakat maç başlamadan açıklanan kadro biraz olsun şaşkınlık yarattı. Ertuğrul Hoca iyi bir rotasyona gitmişti. Kanatta Guido’nun yerine İbrahim Halil, diğer tarafta Atabey’in yerine oyunda Burak Çalık var Bahattin forvete çekilmiş. On numara pozisyonunda İlyas’ın yerine Muhsin var ki forvet arkasına yerine daha çok orta sahada mücadele etti. Bu kadroyla aslında hoca güzel bir mesaj verdi; hak eden oynar.
Haftalardır İlyas’ın formsuzluğundan bahsettik ki özellikle daha önce ki teknik hocaların İlyas’ın üzerine kurdukları oyun sistemi bizi bir nebze ona mahkum ediyor, eğer gol bulamıyorsak İlyas’ın şapkadan tavşan çıkarmasını bekliyorduk. Ertuğrul Sağlam ile bu tabu yıkıldı, farklı bir oyun sistemi planlandı ve formsuz oyuncu yedekte oturmak zorunda. Bu kadro eleştiri dahi almış olsa öncelikle Ertuğrul Hocayı tebrik etmek lazım. Kendisi de bu camianın çocuğudur ki çok iyi bilir; kimse bu armadan üstün değil, bu arma kimseye muhtaç değil, oynamazsan oturur izlersin.
Sakatlık canımızı en çok stoper bölgesinde yakmıştı ki bu maçta da Recep Burak ve Veli birlikte oynadılar senkronize olmada hala sorun yaşıyoruz. Birkaç pozisyonda savunmada yaşadığımız uyumsuzluk kalemizde tehlike yaratsa da ilk maça nazaran daha iyi bir ikili seyrettik.
Sol bek kabusumuz sürüyor. Gökhan Meral’in eksik kaldığı yönleri bu maç fazlasıyla görmüş olduk. Ramazan ikinci yarı da iyi bir maç çıkardı ancak tam olarak o bölgenin oyuncusu değil. Burak ve İbrahim Halil ikilisi fark yaratacak bir oyun sergilemediler. Yani daha önceki haftalara bakarak yorum yaptığımızda bu hafta kanat oyuncularımız anlamında eksik kaldık. Maç eksiği azaldıkça iki oyuncunun da ne kadar faydalı olacağını önümüzde ki maçlarda göreceğiz.
Kadro ile ilgili söylenecek son söz ise ileri uç da Bahattin ismine nasıl bu kadar sabrediliyor anlamış değilim? Ben yazmaktan yoruldum o çalım atıp bireysel oynamaktan yorulmadı. Futbol ayak kadar beyinle de oynanır. İleri uç oyuncularını top ayağına geldiğinde daha çabuk düşünüp daha mantıklı hareket etmek zorunda. İlk yarının son pozisyonunda acele edip topu kaleye vurmak yerine kaleciye çalım attığı sırada müdahale sonunda yere düşse kaleci ihraç olacak o bu tecrübeye rağmen acele edip topu kaleye gönderdi. Top ayağına gelip kafasını kaldırmadan oynadığı sürece sürekli zarar verecek takım oyununa. Daha ne kadar uyarılması gerekiyor anlamış değilim.
Kilometrelere aldırış etmeden köy köy, kasaba kasaba takımın peşinden koşan, sevdasını bir an olsun yalnız bırakmayan büyük Samsunspor taraftarına yürekten teşekkürler. Özlediğimiz sevinci Cumhuriyet Meydanı’nda coşkuyla kutlayacağımız gün de görüşmek üzere.
Yaşasın Samsunspor mücadelesi.
Özlediğimiz sevinci çoşkuyka kutlayacağımız günlere...