Bir sınav dönemi daha geçti. Hem de büyük tartışmalar arasında. Sınav tarihinin geriye çekilmesi hem öğrenciler hem de veliler tarafından büyük tepkilere neden oldu.
Kovid sürecinde her şeye kısıtlama getirenler, sınavı neden yapmakta ısrar etti, çok da zor bir cevap değil aslında. Bazen, bazı gündemler, hayati de olsa geride kalır. Öncelik insan olmaktan çıkar, birilerinin istekleri devre girer ve bize de sadece yaşayıp görmek kalır.
Sınavı tecrübe eden birisi olarak merak ettiğim şeylerin olmasının yanı sıra, sınavın bir adaletsizlik temsili olduğunu da sizlerle paylaşmak isterim.
Öncelikle normalleşme adı altında girdiğimiz bu süreçte, maske takmanın ve sosyal mesafenin önemini kavratmaya çalışırken, sınav esnasında bu kurallara uyulmaması insanda soru işaretlerine neden oluyor.
Mesela cumartesi günü yapılan sınavda ne dezenfektanlı önlem alınmış ne de maske dağıtımı yapılmıştı. Ama ertesi günkü sınavda dezenfektan vardı, maske dağıtıldı ve üstüne de ıslak mendil verildi. İlk gün unutuldu mu yoksa görüntü olsun diye mi yapıldı, bilemiyorum.
Sınava girişte ateş ölçümü olmadı.
Sınav bahçesinde ve okul kapısından girene kadar mecbur olan maske takma olayı, sınav anında yok sayıldı. İsteyen taktı, isteyen takmadı. Klimaların olmaması, camların da yeterli kalmaması nedeniyle boğuk bir havada geçen sınavda aynı ortamı soluyan milyonlarca genç, belki de birbirine bu lanet şeyi bulaştırdı...
Bilemeyiz, göreceğiz...
Dışarıda bekleyen ailelerin sosyal mesafeye uymadıklarını zaten televizyonlardan, gazetelerden görmüş olacaksınız.
Bunlar işin "normalleşme" kısmı...
Sınavla ilgili asıl mesele ise, haksızlığı...
Sadece pandemi süreci değil, en başından bu yana gençlere karşı haksızlıklarla dolu bir sınav bu.
Neden mi?
İlki, okul puanları. Özel okullarda okuyan öğrencilerin okul puanı ile devlet okulunda okuyan öğrencilerin okul puanları arasında ciddi bir fark var. Parasını verdiğiniz bir okulda öğrencinin düşük not alacağını sanmıyorsunuz herhalde. Böyle bir durumda devlet okulunda okuyan öğrenci, sınava 1-0 geride başlıyor.
Diğer yandan yine özel ve devlet okulu arasındaki ayrımlardan sayılan sınava girme sıklığı...
Buna dershaneyi de ekleyebiliriz. Kimi öğrenciler hem özel okula hem dershaneye giderken ekonomik durumu iyi olmayan milyonlarca öğrenci, sadece kendi imkanları ile sınava hazırlanıyor. Bu da karşılaşmaya 2-0 geride başlamaları demek oluyor.
Gelelim kaynak kullanımına. Yine özel okul ve dershane öğrencileri bol kaynak ve bol sınav tecrübesi ile sınava girerken, bunlara ulaşamayan öğrenciler sınava kendi emekleri ile hazırlanmaya çalışıyor. Ve skor oldu 3-0.
Okullar ve dershaneler kovid-19 nedeniyle ara verdiler eğitime ama internet üzerinden çalışmalara da devam ettiler. Uzaktan eğitim adı altında derslere, sınavlara ara vermeden rutini korudular. Ama evinde bilgisayar olmayan, olsa dahi internet bağlantısı bulunmayan gençler ise yine bu yarışta eşitsizliği yaşadılar. Oldu mu skor 4-0.
Zaten bu uzaktan eğitim olayı başlı başına bir değerlendirme konusu olmalı. Fırsat eşitsizliğinin hayat bulmuş hali.
Sınava ailesiyle gelenler, sınav alanını bir piknik ve şölen havasında geçirenler varken, kimi öğrenciler sıcakta, saatler öncesinden otobüsle, dolmuşla, bin bir eziyetle sınava girdiler. Al sana 5-0.
Kimisi mis gibi kahvaltısını yaparken, kimisi bir simit ile güne başladı. Oldu mu şimdi de 6-0.
Kimisi yatağından uykusunu almış şekilde gelirken, kimisi bir gün önce çalıştığı işten yorgun argın girdiği yatağından kalkıp geldi sınava. Ve 7-0 sayın seyirciler...
Hasta olanlar, keyifsizler, panik yapanlar, kovid nedeniyle hasta olmaktan korkanlar, ailesi yanında olmayanlar...
Ve ekleyebileceğimiz onlarca şey...
Velhasıl.
İnsanların hayatlarını belirleyen, onların geleceğine yön veren ve hayatlarını üç saate sığdıran bu haksız sistemde sınava giren, yıllarca verdiği emeği haksızlıklar ve eşitsizlikler arasında üç saate heba eden herkese, başarılar ve emeklerinin karşılığını almalarını dilerim.
Umarım daha adil, daha hakkaniyetli bir sınavda herkesin emeği ve yeteneğinin gözetildiği bir sınav sistemi ile gençlerimizin geleceği şekillenir, bizlere, topluma, ülkemize ve insanlığa faydalı, haktan, hukuktan yana bireyler, iyi birer eğitim alırlar.
Umut, her zaman 'ayakta.'
Selam ve saygıyla...