"İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası ve İstanbul Diş Hekimleri Odası’ndan oluşan İstanbul Sağlık Meslek Odaları Koordinasyonu, kentte son zamanlarda uyuz hastalığı olaylarında artış olduğunu belirterek bir dizi uyarıda bulundu."
Bu yaygın medyaya düşen bir haber...
Uyuz meselesi ile ilgili daha önce yazmıştım.
Canik bölgesinde büyük bir salgın olduğunu ve bunun hakkında ilgililerin kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğini de...
Gazetede çalışan muhabir arkadaşlar, Tabip Odası başta olmak üzere ilgili kurumları aramış, onlardan, "Salgın yok, doğal bir süreç" yanıtını almıştı...
Ama görünen, bu olayın bu kadar basit olmadığı yönünde…
Ayrıca, olay basit olsa bile, bazı kurumların halkı bilgilendirmek gibi bir sorumluluğu var.
Eğer böyle bir salgın yok ise, "Salgın yok, müsterih olun" minvalinde bir açıklama yapmaları gerekir.
Yok, farklı bir durum var ise, ne gibi önlemler alınması gerektiğiyle ilgili halkı bilgilendirmekle yükümlüler.
Görünen o ki, ortada gerçek bir salgın var.
İstanbul'da sağlık komisyonları alarmda...
Ayrıca, hastalık konusunda ilgililerin bakış açısı da önemli.
Eğer siz hastalıklara, "hele bir hasta olun, sonra tedavi ederiz" mantığı ile bakarsanız, hem kamuyu zarar sokmuş olursunuz, hem de önlenebilecek basit hastalıkları bile bir salgın haline dönüştürürsünüz.
O yüzden, "sorumluluk" önemli bir kavram.
"Kamuya karşı sorumluluk" ise ayrı bir saygı.
Samsun'un İstanbul halkından eksiği ne?
Ayrı bir cumhuriyet mi?
Ortada bir iddia var...
Hastalık gibi hassas ve önemli bir konu hem de...
Ama ilgililer sessiz...
Ya bir gerçeği gizleme çabası bu durum...
Ya da, umursamazlık...
Olması gereken sadece "bilgilendirme."
Buna hakkımız yok mu?
Umarım, bu hastalık mevzusu tahmin ettiğimiz ve duyduğumuz şekli ile bir salgın halini almadan gerekli önlemler alınır...
Ve ilgililer zahmet eder de...
Değerli Samsun halkını bilgilendirir...
Sağlıcakla...