Son günlerde yerel gündemimiz ne? Biyokütle santrali.
Yıllarca söyledik, söylüyoruz, söylemeye de yılmadan, üşenmeden, bıkmadan devam edeceğiz...
Bu ülkenin en önemli iki ovasını, sermayedarlara, kirli yatırım heveslilerine peşkeş çekmeyeceğiz...
Zaten Samsun'da bu işin üzerine düşen, takibini yapan ve yöre halkını bilinçlendirmek adına her gün emek sarf eden sivil toplum kuruluşları var.
Emeklerine sağlık.
***
Olayın içeriği çokça yazıldı, çizildi...
Teknik detaylara girmeye gerek yok...
Karşı çıkışın nedenini kavramak gerekir...
Mesela, Çarşamba'ya biyokütle değil de, tamamen çevreci olan, temiz enerji diye adlandırılan güneş enerji panelleri ya da rüzgar tribünleri ile dolu bir rüzgar tarlası yapılmak istenseydi, tepki gösterilecek miydi?
Bu işe karşı çıkanlar adına bir değerlendirme yapmak istemem ama...
Ben onlara da karşı çıkardım...
Bu "istemezük" mantığı değil, basit bir bakış açısı sadece.
Türkiye'nin gözbebeği olan verimli bir ovaya çivi bile çaktırmamalıyız...
Burası enerji çöplüğü olamaz, olmamalı...
İtirazın tek çıkış noktası bu...
Tarımın gelişen teknolojiler ile modern hale getirildiği, çevre ekonomisine katkı sunan, bilimsel bir anlayış hakim olmalı.
Tarım desteklenirse ne olur?
Temiz çevre...
Sağlıklı besinler...
Ucuz sebze-meyveye ulaşım...
İstihdam...
Ve onlarca etken...
Tarımın topyekün desteklendiği bir Samsun'da bakın o zaman neler değişir...
Adana, İstanbul ile asayiş olaylarında yarışan Samsun, eski güzel günlerine döner...
Ovalara bolluk, bereket gelince; çiftçinin yüzü gülünce, ekonomik olarak kıskaçtan kurtulunca ne olur?
Evlere aş girince, babalar da mutlu olur, anneler de, çocuklar da...
Buralara tarım harici yapılacak her hamle, geleceğimizden çalmaktır...
Sadece sağlık olarak değil.
Ekonomik olarak da...
Stratejik olarak da...
Yeni binyılda artık konuşulan şeyler eski sanayiler değil...
Teknoloji, eğitim ve tarım...
Küçük bir araştırma ile süper güç dediğimiz ülkelerin nelere yoğunlaştığını görebiliriz.
"Modern" ülkeler eski sanayi artığı teknolojilerini bizim gibi ülkelere pazarlayarak hem onlardan kurtuluyor hem de para kazanıyor...
Bu ülke hiç kimsenin çöplüğü olamaz.
Peki, neye yatırım yapıyorlar?
Tarıma...
Eğitime...
Teknolojiye, yazılıma...
Bunları görmemek için hiçbir neden yok.
Bilim insanı olmaya da gerek yok.
Mantıklı, aklıselim, ülkesini seven, bu ülkenin çıkarlarını düşünen, geleceğini güvence altına almak isteyen her yurttaşın fikri bu olmalıdır.
İtirazları bir de bu pencereden görmek lazım.
Aksi taktirde, hem kendimize hem de geleceğimize yazık ederiz.
Ve bunun hesabını, çocuklarımıza veremeyiz.