Covid-19 sonrası dikkatlerimizi en çok yoğunlaştırdığımız alan doğal olarak sağlık ‘sektörü’ ve sağlık çalışanları oldu. Sağlık alanı diyemiyorum çünkü ülkemizde sağlık artık bir ‘sektör’ halini almış ve bir patron-müşteri ilişkisi üzerine kurulmuştur. Sağlığın özelleştirilmesi ve ülkemizde sağlık ‘sektörü’ hakkında yakın zamanda bir değerlendirme yazımı da sizlerle paylaşacağım. Ancak bugün bahsedilmesi gereken asıl önemli konu ülkemizdeki sağlık çalışanlarının korona ile olan ilişkisi.
Covid-19 birçok ülkede artık bir ‘meslek hastalığı’ sayılırken, ülkemizde bu kadar çok ölüme rağmen bu statüye erişememiştir. Bu da doğal olarak sağlık çalışanlarında motivasyon eksikliğine neden olmaya devam etmiş ayrıca bir çok sağlık çalışanının mesleklerinden istifa etmesine de neden olmuştur.
Bu salgına neden olan Covid-19 virüsü ile ilk karşılaşanlar doğal olarak sağlık çalışanları. Bugün ülkemizde içlerinde yeri doldurulamayacak yetkinlikte olan hekimlerimizin de olduğu 113 sağlık emekçisi hayatını kaybetti. 40 binin üzerinde sağlık çalışanı bu hastalığa yakalandı ve tedavi gördü. Ama her nedense Covid-19, bir meslek hastalığı olarak görülmedi. Bu konuda Türk Tabipler Birliği'nin çok sayıda açıklaması ve önerisi var. Ama kimse bu önerileri dikkate almıyor. Bunun nedenlerinden bir tanesi Türk Tabipler Birliği'nin ‘etken’ bir süreç yönetimi izlemesi ve sert eleştirilerde bulunarak, pandemi sürecinin hatalı, aksak ve şeffaf yürütülmediğini iddia etmesidir.
Ortada şöyle bir gerçek var, sağlık çalışanları toplumun diğer kesimlerine göre 4-5 kat daha fazla Covid-19 ile hastalandığı hatta ülkemizde olduğu gibi bazı ülkelerde de 10 kattan fazla hastalanma riski taşıdıklarıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve birçok uluslararası örgüt, Covid-19 hastalığının meslek hastalığı olarak kabul edilmesi yönünde açıklama yapmış, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da henüz salgınının başlangıcında bu yönde değerlendirmeler yapılmış; sağlık çalışanlarının korunmasına yönelik önlemlerin alınması için ülkelere uyarılarda bulunulmuştur. İtalya, Almanya, Belçika, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Güney Afrika ve Malezya dahil 130’a yakın ülke tarafından Covid-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmişken, Türkiye'de bu durum dikkate alınmamıştır.
Covid, sağlık çalışanları için meslek hastalığı sayılmalı ve buna göre hakları yeniden düzenlenmelidir. Türk Tabipler Birliği'nin açıklamalarına göre; Dünya Sağlık Örgütü’nün belirttiği üzere; sağlık hizmeti nedeniyle Covid-19 enfeksiyonu geçiren bir sağlık çalışanının zararının tazmini, rehabilitasyonu ve tedavisinin sağlanması sağlık çalışanının haklarındandır. Meslek hastalıklarının bildirim ve kaydının birincil yükümlülüğü Sağlık Bakanlığı’ndadır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından kayıtlarında olan Covid-19 hastası sağlık çalışanlarının sayıları günbegün açıklanmalı ve bunlar otomatikman meslek hastalığı statüsüne alınmalıdır. Bu kayıt ve bildirimin doğrudan SGK için bir ‘illiyet bağı’ delili oluşturduğu konusunda mevzuatta gerekli değişiklikler yapılmalıdır. Covid-19 pandemisi ile mücadele sırasında vefat eden veya hastalanarak mağduriyet yaşayan sağlık çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesi ve zararlarının tazmin edilmesinin önü açılmalıdır.
Tabipler, sağlık çalışanları gün be gün haykırıyor: "Enfekte oluyor, hastalanıyor, malul kalıyor ve ölüyoruz."
Bu sese kulak vermek, bu çığlığı duymak bizlerin görevi. Her koşulda bizlerin yanında olan, bizleri hayata bağlayan, bizler için canlarını dişlerine takarak mücadele eden bütün sağlık çalışanlarına hepimiz borçluyuz. Bu nedenle de onların bu hastalık nedeniyle yaşadıkları tüm hak kayıplarının iade edilmesi için mücadelelerine destek vermeliyiz. Bu insanlık görevimiz. Düşük ücretlerle kimi zaman gecesi gündüzüne karışarak çalışan, pandemi sürecinde sevdiklerinden ayrı kalan, birçok riske rağmen görevini layıkıyla yerine getiren sağlık çalışanlarının yanında olmalıyız. Sağlık Bakanlığı, Türk Tabipler Birliği özelinde tüm sağlık çalışanlarının bu haklı talebine kayıtsız kalmamalıdır.
Bu anlamda, başta Covid-19 nedeniyle görevleri sırasında hayatlarını kaybeden, bir nevi ‘görev şehidi’ sayılan tüm sağlık çalışanlarına Allah'tan rahmet diliyor, bugün görevi başında bizler için mücadele eden tüm sağlık çalışanlarına da teşekkürü bir borç biliyorum. Umarım pandemi süreci yakın zamanda sonlanır ve eski güzel günlere döneriz. Ve tüm sağlık çalışanlarımız da talep ettikleri haklardan faydalanır.
Sağlıcakla kalın.
Kanayan yaraya değinen çok güzel bir yazı olmuş tebrikler...