Kitapları kim sevmez?
Hele ki eski kitapları?
İlk baskı, nadir baskı, özel baskı...
Yazarından imzalı...
Numaralı...
Ciltli...
Şömizli...
Eskiden Samsun'da çok nitelikli sahaflar vardı.
Sonra bir dönem bu sahaflar ikinci el test kitabı satan kırtasiyelere dönüştü.
Zamanında kitap okumak için para biriktiren gençler, yarış atına döndürüldü, o paralar da test kitaplarına harcanmaya başladı...
Kitap okumak, türlü bahanelerle birlikte artık bir ‘lüks’ olarak da görülmeye başlandı.
Gerçi son dönemde sahafların, kitabevlerinin değerleri yeniden anlaşılmaya başlandı da diyebiliriz...
Samsun'da da sahaf-kitabevi sayısı arttı.
Uygar Sahaf ve Kitabevi...
Mercan Sahaf ve Plakevi…
Ada Kitabevi...
Samsun Sahaf...
Canik Sahaf...
Kalender Sahaf...
Ütopya Kitabevi...
Mum Sahaf...
Ve daha niceleri...
Bunların hepsi, dolaylı ya da dolaysız; Samsun kent kültürüne muhteşem bir hizmet sunuyor.
Hepsi, kente kültür pompalayan, kentin IQ'sunu arttıran ve bin bir emek ile var olmaya çalışan birer kitap deposu...
Tabii ki buralarda sadece ‘kitap ticareti’ yapılmıyor.
Kitaplar birer meta olarak görülmüyor.
Her kitabın bir hikayesi, kitabı alanın da kitabı satanın da yaşanmışlıklarının el değiştirdiği birer anı merkezi halini alıyor sahaflar.
Ve son dönemde eski kitapların, anıların değerini bilenler de bu sahafları tek tek keşfediyor.
Her şey iyi güzel ama...
Her sektörde olduğu gibi, sahafların da işleri zorlaşıyor.
İnternet siteleri ile yarışmak mümkün olmuyor mesela...
Sahafta 5 TL olan bir kitap, internette 3 TL olabiliyor.
Ve bu doğal olarak da kitapseverleri etkiliyor.
Ama burada bilinmesi gereken bir şey var ki...
Sahaftan sizler sadece kitap almıyorsunuz...
Oranın ortamını...
Oradaki kitapların yaşanmışlığını...
Kokusunu...
Sohbetini...
Arkadaşlığını...
Ve daha nice özel duyguyu satın alıyorsunuz...
Bu yüzden, bir kaç liralık fark için, Samsun'a katkı sunan aynı zamanda da birer istihdam kapısı olan sahaflara sahip çıkın...
Hatta ki sahafları sevin efendim...
Sağlıcakla...