Samsun'da umut verici şeyler oluyor. Bunca umutsuzluk arasında, sanki çöldeki bir vaha gibi, insana güzellikleri hissettiriyor. Hep derim ya, eski Samsun tiyatronun, sinemanın, müziğin kentiymiş diye. Şimdilerde ise maalesef öyle değil. AVM’lerin, günübirlik eğlence mekanlarının olduğu, insanların tiyatroya, sinemaya, müziğe, sanata hasret kaldığı bir kent. İşte tam da bu dönemde, Pera Sanat Okulu çok güzel bir işe imza atıyor. Ben de kendilerini uzun zamandır takip ediyorum. Yaptıkları iş kayda değer ve önemli. Öyle ki pandemi döneminde bile buna devam ettiler.
Peki, ne yapıyor Pera Sanat?
Samsun'da bir ilki gerçekleştiriyor. Roman Okuma Kulübü...
Evet, yüzlerce insanın katkısı ile oluşan bu grup, kitap okuyor, o kitabı tartışıyor, sunumlar gerçekleştiriyor. Muhteşem bir iş. Hem saygı duyulacak hem de alkışlanacak bir çalışma. Grupta gencinden yaşlısına, işçisinden memuruna o kadar çok farklı yaş grubu, sosyo ekonomik kesim var ki bu; etkinliği daha da güzel kılıyor. Ben buradan Pera Sanat'a teşekkürü bir borç biliyorum. Yaptıkları iş o kadar değerli ki...
Yineleyerek söylüyorum. Samsun eski günlerini özlüyor. Bu kentin gençleri, sinemaya doymak istiyor, edebiyata doymak istiyor. Sanatı yaşamak istiyor sokaklarında. Ne yazık ki buna sahip olamıyor. Oysaki bizleri yönetenlerin yapması gereken şeyler çok basit. Bu kentin sanatçılarını toplayıp bir fikir kulübü kurmak, neler yapılabileceğine dair katkılarını sormak çok da zor olmasa gerek.
Bir kenti var eden, onun sahip olduğu binalar, otoparklar, köprüler, yeraltı geçitleri değil, bir kenti var eden sanattır. O kentin ruhunu temsil eden, tarihi dokusudur. Yoksa siz istediğiniz kadar yeni binalar yapın, istediğiniz kadar otoyollar döşeyin, istediğiniz kadar hastaneler, okullar, adalet sarayları yapın, içlerinde sanatın tadına varan insanlar olmadığı müddetçe, birer beton yığınından öteye geçmez...
Ve Samsun maalesef bu zihniyete teslim olmuş vaziyette, sadece Samsun değil tüm Türkiye. Ama sanatçı kimliğini koruyan çok güzel kentler de var. Bunların başında ise Eskişehir geliyor. Her sokağında, her caddesinde insanların kitapla, tiyatroyla, sinemayla, müzikle yaşadığını hissedebiliyorsunuz. Neden bu ruh Samsun'da da olmasın...
İnanın bu durum, kentin kaderini de değiştirecektir. 50 binin üzerinde üniversite öğrencisinin olduğu bu kentte, genç nüfusu ile önemli bir yere sahip olan bu kentte sanatın sokaklara taşması, birçok şeyi de önleyecektir. Kavgayı, küfrü, tacizi, asabiyeti...
Sokaklarında müzisyenlerin olduğu, heykellerin yer aldığı, tiyatro sahnelerinin bir gün bile boş kalmadığı bir kentte bu söylediklerimizin tam tersi olacaktır. Burada ise taşın altına elini koyması gerekiyor birilerinin. Bu kentin idarecileri, söz sahibi insanları bir adım atmalı. Tiyatro festivali, müzik festivali, sinema festivali gibi işlere imza atılmalı.
Bakın Atakum Belediyesi çok güzel bir işe imza attı. Takdir ediyorum. Umarım diğer belediyelerden de benzer işler gelir. Çünkü her belediyenin kültür sanat müdürlükleri var. Buraların birer proje merkezi olması gerekir. Arı gibi çalışmaları gerekir. Ama genelde bu birimler kadro doldurmak için kullanılıyor maalesef.
Tüm bunların ışığında, Pera Sanat'ın yapmış olduğu iş daha da bir anlam kazanıyor. Ben bu çalışmayı çok önemsiyorum. Umarım örnekleri çoğalır. Hatta bireysel arkadaşlıklar içinde de buna benzer kitap okuma kulüpleri kurulur diye ümit ediyorum. Son zamanlarda beni en çok mutlu eden olaylardan birisi budur.
Buradan yine hem Pera Sanat'a hem de okuma kulübünde emek veren tüm dostlara teşekkürü bir borç biliyorum. Sayılarının çoğalması dileğiyle...
Sağlıcakla kalın...