Ve reklamlar bitti...
Acının pornosu son buldu.
Minik Ayda, gerçeklerle yüzleşmeye başladı bu küçücük bedeniyle.
Ne oldu?
Her gün televizyonlarda, sosyal medyada, gazetelerde Ayda güzellemesi yapanlar, O'nun kurtarılırken avucuyla yaşama tutunmasını paylaşanlar, hatta bunu bir malzeme yapıp kupalar, tablolar üretenler, "Köfte ve ayran istiyorum" dedikten sonra hastaneye köfte ayran siparişi yığanlar, ne oldu?
Acı üzerinden yaptığınız propaganda bitti mi? Küçücük bir kızın travmasını yeterince sömürdünüz mü? Kırıntısını bile bırakmadınız öyle değil mi?
Ayda'nın köfte ekmek isteği kadar, annesinin neden öldüğüne odaklanmadınız hiç. Sorumlularının kim olduğunu sorma zahmetine bile girmediniz. O'nun travmasına saygı bile göstermediniz.
Ve önceki gün Ayda hastaneden taburcu oldu.
Babası ile bir başına çıktı hastaneden. Ayakları çıplak, babasının kucağında, üşüyerek gitti evine. Annesinin ölümünden habersiz. Eğer annesi yaşasaydı zaten ayaklarında çorapları olurdu.
Reklamlar bitti. Şimdi gerçeklerle yüzleşme vakti geldi. Vicdanını temizlemek isteyenler üzerine düşeni yaptı. Ayda'nın acısını son damlasına kadar kullandı. İşini bitirince de bir kenara bırakıp kaçtı.
Bundan önceki yazımda söylemiştim. Bu deprem de unutulacak, tıpkı Elazığ gibi, Gölcük gibi, Van gibi...
Ayda da unutulacak...
Annesiz bir yaşamın zorluğunu yine kendisi hissedecek. Ömrü boyunca bu travmayı üzerinden atamayacak. Belki yıllar sonra kimse onu hatırlamayacak bile... Çünkü bu ülkenin balık hafızası yine unutacak.
Olan, yine bu acıyı yaşayanlara olacak.
Bu fotoğrafa bakıp da vicdanı sızlamayan varsa, insanlığından şüphe ederim.
Bir babanın çaresizliği, bir yavrunun annesizliği, acının karesi.
Travmadan beslenenler, mucize güzellemeleri yapanlar, gerçekleri örtbas etmek için acının propagandasını yapanlar, şimdi mutlu musunuz?
Bir çocuk, denetimsizlik yüzünden, birileri malzemeden çaldığı için, birileri görevini yapıp o binaları kontrol etmediği için, ihmal yüzünden, bilgisizlik yüzünden, cehalet yüzünden annesiz kaldı.
Sizler bunları sorgulamak dururken, mucize diyerek gerçekleri örtbas edenlere çok da güzel yardım ettiniz.
Sonuç ne oldu?
Eşini kaybeden bir baba, annesiz kalan bir kız çocuğu ve hastaneden kendi başlarına, çıplak ayakla nereye gidecekleri bile meçhul olan bir yolculuk...
Nasıl ki avucunun içinde kurtarıcısının parmağını sımsıkı tutarken çekilen fotoğraf tarihe geçti ise, bu fotoğraf da bizim utancımız olarak mazide yer alacak...
Sağlıcakla kalın.