Milli aranın ardından Samsunspor’un saha içi organizasyonunda ciddi bir değişim görmek mümkün. Topa daha fazla sahip olup, oyunu daha çok ön alanda kurmaya çalışan bir takım görüntüsü var.
Ayrıca kalesinde de pozisyon vermeyen bir takım. Önemli eksiklerine ve kadro kalitesi bakımından zirvedeki rakiplerinin gerisinde olmasına rağmen bu denli ayakları yere sağlam basabilen bir takım olgusu, kesinlikle teknik direktör başarısı.
Bunu inkar etmemek lazım. Takıma Fuat Çapa’nın elinin değdiği çok belli. Altınordu maçı da bu anlamda takımın mücadele gücü ve saha içi organizasyonu bakımından tatmin ediciydi.
Rakibine ön alanda baskı kurup pas yapmasına izin vermeyen Kırmızı-Beyazlılar, sahanın boyunu da kısalttı.
Ne yaptığını bilen bir Yılport Samsunspor vardı ilk yarı boyuncu. Altınordu’ya hiçbir fırsat vermeyen Samsunspor hazırlanış bakımından da haftanın en estetik gollerinden birine imza attı.
Güçlü, sırtı karşı kaleye dönük oynamayı bilen, golcülüğünün yanında sistemi de işletecek iyi bir santrfor her zaman bir takım için büyük bir avantajdır. Üstelik bu oyuncu hücumda pas trafiğini de yönetebiliyor ve takımının öne çıkmasına katkı sağlıyorsa farklı boyut kazanıyor oyun.
Ve Yılport Samsunspor lig standartlarının üzerinde böyle bir santrafora sahip. Tomane…
Portekizli oyucuyu kenardan Yasin ve Melih, ortadan da Savicevic ve Hasan Kılıç ile destekleyen Kırmızı-Beyazlılar ilk yarı skor üstünlüğünü ele geçirdi.
Fakat ikinci yarı ilk yarıya oranla bambaşka bir tablo izledik. Bu kez oyunu domine eden ev sahibi Altınordu’ydu.
Ciddi pozisyonlar da buldu. Samsunspor’un skoru koruma telaşı ve çok fazla geriye yaslanması Altınordu’yu cesaretlendirdi.
Rakibin bu pozisyonlarında da Nurullah eski günlerini tekrar hatırlattı.
Son dakikada gelen Fofana’nın golü skoru belirledi.
Maça dair son sözüm ise şöyle;
“Zaferler, ancak takımla kazanılır, kişisel performanslarla değil…”
Yılport Samsunspor bunu bize gösterdi.