Samsunspor ligin 10. haftasında deplasmanda Giresunspor karşısına çıktı.
Son haftalarda kadro istikrarına önem veren Ertuğrul hoca belki evden talimatla da olsa yine son üç maçtaki ilk on birine yakın bir kadro ile çıktı, tek değişiklik İlyas Kubilay yerine Gökhan Alsan ile maça başlamasıydı.
Kadro ile ilgili diğer dikkat çeken detay ise maç kadrosunda iki ilk on birde ise sadece bir yabancı ile maça çıkmasıydı.
Zaten sezon başından beri ya sakatlık ya hastalık ya da formsuzluk sebebiyle yabancılardan yüzde yüz faydalanılamadı.
Boli ve Tomane sakatlıkları nedeniyle kadroda olmasa da herhangi bir sıkıntısı olmayan Yameogo ve Plumain’ın kadroda bile olmaması dikkat çekici. Eğer böyle giderse ligin devre arası yönetimin yabancılar konusunda iyi bir değerlendirme yapması gerekecektir.
Ertuğrul hoca sadece maç değil antrenmanda da isteğe ve tempoya dikkat eden bir hocadır.
Daha önceden Bahattin ve İlyas Kubilay gibi oyuncuları da bazen böyle dinlendirdiğini ya da başka bir değişle kenarda beklettiğini görmüştük. Şu an Freddy Plumain’ın durumunu da biraz ona benzetiyorum. Sanırım sadece maç değil antrenman performansını da beğenmiyor ki yedeklere dahi almadı.
Maça gelirsek maç yağmur nedeniyle ağır ve kaygan bir zeminde oynandı. İlk devre maça iyi başlayan ve fizik olarak sahada daha iyi gözüken Giresunspor takımıydı ancak ilerleyen dakikalarda Samsunspor oyunda dengeyi kurdu ve maçın ilk devresi 0-0 golsüz eşitlikle sonuçlandı ve böylelikle ilk yarı gol atamama hastalığımız devam etmiş oldu. 10 maçın 9’unda ilk yarı gol atamazken 8 maçında ilk yarısı 0-0 bitti.
Gerçi böyle deplasmanlarda ilk yarı berabere bitirmek kötü değildir. Ama böyle bir zeminde oyuncularında daha fazla efor sarf ettiğini de hesaba katarsak ikinci yarılarda oyunun sonucunu belki de yapılan oyuncu değişiklikleri belirliyor diyebiliriz.
İkinci yarıda Samsunspor rakibine göre daha iyiydi, daha istekliydi, topa daha hakimdi, daha fazla rakip kaledeydi, ikinci yarıda gol için gerekli değişiklikleri de yaptı ancak maçı kazanmak için gol atmak gerekir. Kaleye isabetli şut atmakta zorlanınca ve topu kaleye sokamayınca golsüz beraberliğe hiç yoktan iyidir demek zorunda kalıyorsun.
Şampiyonluğa oynayan takımın duran topları bu kadar kötü kullanmaya hakkı yok, ortalar kaleciye antrenman topu gibi gidiyor, frikikler defansa çarpıyor ya da auta gidiyor.
Yine şampiyonluğa oynayan takımın yabancıları bu kadar etkisiz olamaz, yine gol ayakların gol yollarında bu kadar etkisiz olamaz.
Oynadığın 10 maçın 9’unda ilk yarı gol atamayan sıfır çeken bir takım ve gol yollarında iki maç dışında hep sıkıntı yaşayan bir takım yine bu zamana kadar iyi puan topladı ve tek mağlubiyet aldı. Ancak şampiyonluğa oynayacaksan üç maç üst üste beraberlik olmaz araya en azında bir galibiyet sıkıştırmalısın.
Ben her şeye rağmen inanıyorum ki devre arasına kadar üst sıralardan kopmaz isek ve devre arası bu eksik yönlerimizi kapar isek ikinci devre ligde üst sıralara tırmanır ve sezon sonu isteğimiz yerde ligi bitiririz. Aksi takdirde ilk yarılar sıfır sıfır maç sonları sıfır sıfır lig sonu elde var sıfır oluruz.