11 burcu geride bırakıp Zodyak'ın son durağı olan Balık burcuna vardık. Nasıl ki Kova burcu dünyevi sınırların ötesindeki enerjilerle titreşiyorsa Balık burcu da en aşkın enerjilerle titreşir. Bütünsel (Holotropik) şuuru temsil eder.
Balık burcu mürekkep bir enerjidir. Engin bünyesinde 12 burç enerjisi toplanır. O zodyakın kara kutusudur. Dili semboliktir. "Kolektif bilinçdışı"nı içeren bu zengin sembol dilinin insan ruhunu dönüştürücü ve iyileştirici etkileri yüksektir.
Balık burcunun evrensel sembol dilini anlama ve vizyon gücü diğerlerinden çok yüksektir çünkü Balık burcunda her şey akıl ötesidir yani transrationaldır. En doğal hazinesi olan sevgi, şefkat, merhamet ve bağışlama hisleri onu iyi bir şifacı yapar. Aynı zamanda ruhsal aydınlanmanın da temsilcisidir.
Balık burcu ruhen sınırsız okyanuslarda huşu içinde yüzerken fani alemde kendini "sudan çıkmış balık" gibi biçare hisseder. Hayatın acı gerçekleri ve çirkin taraflarıyla yüzleşmekten kaçar. Katı gerçekleri eğip bükerek kabullenebileceği bir hale sokar yani çarpıtır...
Balık burcunun aşkın enerjilerle donatılmış olması bu enerjileri her zaman doğru kullanabileceği anlamına gelmez. Bu aşkın enerjileri taşımakta zorlandığında suyu emen bir sünger gibi ağırlaşıp batabilir. Çoğunlukla alkolizm ve uyuşturucu bağımlılığı yanlış yönlenmiş bir aşkınlık arayışından kaynaklanır.
Balık burcu Jüpiter (büyük yararlı) ve Neptün (kozmik anten) olmak üzere çift gezegen desteğine sahiptir. Jüpiter Balık burcuna olağanüstü bir duygu zenginliği, derin bir inanç ve muazzam bir iç görü özelliği katar.
Neptün son derece saf ve naif bir yapı bahşeder. Hayal gücü, duru görü ve damıtılmış ince zevkler zerk eder. Bu rafine enerjiler aynı zamanda aldanma, yanılma, kanma, bozguna uğrama, hayal kırıklığı ve gözyaşı dökme riskini de beraberinde taşır.
Balık burcu son derece hassas, duyarlı ve kırılgandır. 12 burç içinde en hayalperest o olduğundan "mış" gibi yaparak yaşamaya meyillidir. İnkar ve yüceltme gibi savunma mekanizmalarından en fazla medet uman da gene odur.
Kendini yüksek bir tehdit altında hissettiğinde içinde yüzdüğü suyu şuursuzca bulandırabilir ya da peşine takıldığını sandığı canavardan kurtulmak için sise dalıp saklanabilir. Sis içinde kalırsam canavar beni görmez yanılsamasına kapılıp tehlikeyi savuşturacağını zannedebilir.
Genelde Balık burcu yumuşak tabiatlı, sevgi dolu, şefkatli, duyarlı, merhametli ve yardımseverdir. Minnet, takdir ve şükran hisleriyle doludur. Akıl almaz ölçüde tevekkeldir. Her şerde bir hayır görür. Yalan dünyada her şeyden çok koruyucu meleklerine güvenir.
Muazzam hayal gücünü ve resmin bütününü görebilme potansiyelini sanata taşıdığında harikalar yaratabilir. Hiç bir burcun ilham perileri bu kadar bol değildir! Güzel, estetik ve zarif olana gönlü bir çırpıda kaydığından çok kolay aşık olur. Ancak aşkı idealize ettiğinden ölümlü bir fani ile yetinmesi oldukça zordur.
Çoğunlukla bir ruh eşi peşinde koşar. Oysa kendisi gibi diğer insanlar da çokça kusurludur. Aslında o tasavvuf ehlidir. Hani şu "içte sarhoş, dışta ayık" olma hali vardır ya, işte Balık burcu o hali biraz abartabilir.
Hem içte hem dışta zil zurna sarhoş dolaşabilir. Son tahlilde beşeri aşk ilahi aşka dönüşür. Yana yakıla aradığı şeyin Leyla değil Mevla olduğunu idrak eder. Sıra Leyla'dan Mevla'ya geçme faslına geldiğinde Balık buselik makamında fısıldar;
"Yürü Leyla, yürü!
Ben Mevla'yı buldum..." (*)
(*) Bu sözler Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç romanında geçmektedir.