Yeni bir burcu tanıtmaya geçmeden önce 12 burç ve 12 burca karşılık gelen 12 ev ile birlikte burçların genel gruplandırılması hakkında bilgi verelim. 360 derecelik sembolik Zodyak kuşağında 12 burcun her biri 30 derecelik eşit aralıklarla dizilir. Buna karşılık 12 ev ise farklı genişlikte yer kaplar.
Dünya'nın tam ve kusursuz bir küre olmayışı, 23,5 derecelik eğimi, enlem ve boylam farklıkları, kuzey ve güney kutuplarına yaklaştıkça bazı burçların yükselmeden geriye doğru kaymasına neden olur. Kutup noktalarında bazı burçlar çok kısa bir aralıkta yükselirken bazı burçlar hiç yükselemez...
Dünyanın kuzey ve güney enlemlerine doğru gidildikçe bazı evler dar, bazı evler geniş aralıkta bazı evler de iki ev arasında sıkışıp kalır. Bu duruma kıstırılma (interception) adı verilir.
12 burcu astrolojik temel özelliklerine göre gruplandıracak olursak;
Hava, ateş, su ve toprak olmak üzere 4 element,
Öncü, sabit ve değişken olmak üzere 3 nitelik,
Artı (pozitif) ve eksi (negatif) olmak üzere de 2 kutup (polarite) özelliği gösterir.
Element, nitelik, artı ve eksi kutuplar bir araya geldiğinde ortaya bir burç kompozisyonu çıkar.
Ateş elementi+öncü nitelik+ pozitif kutup= Koç burcu,
Su elementi+sabit nitelik+ negatif kutup= Akrep burcu,
Toprak elementi+ değişken nitelik+negatif kutup= Başak burcu gibi...
Dolayısıyle 4 element x 3 nitelik= 12 burç olarak formüle edilir
Burçların sınıflandırılmasını astrolojik bir şemada gösterecek olursak;
Burç adı; Yönetici Gezegen; Yönettiği Ev; Elementi; Niteliği; Enerji kutbu;
Koç Mars 1.ev Ateş Öncü Pozitif
Boğa Venüs 2.ev Toprak Sabit Negatif
İkizler Merkür 3.ev Hava Değişken Pozitif
Yengeç Ay 4.ev Su Öncü Negatif
Aslan Güneş 5.ev Ateş Sabit Pozitif
Başak Merkür 6.ev Toprak Değişken Negatif
Terazi Venüs 7.ev Hava Öncü Pozitif
Akrep Mars/Pluto 8.ev Su Sabit Negatif
Yay Jüpiter 9.ev Ateş Değişken Pozitif
Oğlak Satürn 10.ev Toprak Öncü Negatif
Kova Satürn/Uranüs 11.ev Hava Sabit Pozitif
Balık Jüpiter/Neptün 12.ev Su Değişken Negatif
Astrolojik şemada görüleceği üzere bazı burçlar çift gezegenle yönetilir. İlk gezegen geleneksel, ikinci gezegen modern yönetici olarak kabul görür.
Bunun sebebi eski çağlarda Uranüs, Neptün, Pluto gibi gezegenler henüz keşfedilmediğinden sisteme dahil edilememiş ancak yakın zamanda bu üç gezegen yönetici tablosuna eklenmiştir.
Yarın başka gezegenler keşfedildiğinde ya da var olan bir gezegen genel kabul gördüğünde (Dünya gezegenimiz gibi...) bu tablo tekrardan değişebilir.
Bu noktada astroloji klasik ve modern olmak üzere ikiye bölünmüştür. Klasik astrologlar yakın zamanda keşfedilen bu üç gezegeni kabule yanaşmaz. Aynı zamanda daha katı ve değişmez bir kader anlayışını savunur. Modern astrologların bir kısmı bu üç gezegenin kişilerden ziyade nesilleri etkilediğini savunurken, bir kısmı ise kişileri de yakından etkilediği üzerinde durur. Aynı zamanda daha esnek ve evrimsel gelişime açık bir astroloji anlayışını benimser.
Klasik ya da modern astrolojiden yana olan her kişinin üzerinde düşünmesi ve cevap arayışında olması gereken asıl soru şu olabilir;
Bir cismin göze görünmüyor oluşu çevresini etkileyemeyeceği anlamına mı gelir?
Diğer bir deyişe bizim bir cismi henüz görmeye hazır olmadığımız gerçeği o cismin etkisine maruz kalmayacağımız anlamı mı taşır?