Mitolojide insan başlı at “Centaur” olarak temsil edilen Yay burcunun sembolü
“At gövdesi üzerinde yükselen yarı insan gövdesi ve hedefe doğru gerilen bir yaydır.”
Bu sembolizm insanoğlunun son derece içgüdüsel olan hayvani alt yapısını ancak eğiterek insani boyuta taşıyabileceğinin anlamlı bir göstergesidir. Yüksek hedefe doğru gerilen yay ise insani potansiyeli işleyerek üst-insan boyutuna erişebilme olasılığını ifade eder.
Hamlıktan tamlığa uzanan bu tekamül yolculuğu sadece zihinsel bir eğitimi değil aynı zamanda ahlaki bir eğitimi de gerekli kılar ki bu da zaten Yay burcunun en temel meselelerinden biridir. Çünkü Yay burcu inanç ve felsefe boyutunun yer aldığı yüksek eğitimi temsil eder. Aynı zamanda yüksek yargıyı da...
Yay burcuna dair hiç unutmamanız gereken bir şey varsa o da sahip olduğu vasıfların başına "yüksek-büyük-geniş-engin" sözcüklerinden birini getirmektir. Yüksek öğrenim, yüksek yargı, yüksek ahlak, yüksek akıl, yüksek asalet, engin inanç, engin hoş görü, engin deneyim, büyük kibir, büyük kehanet, büyük macera gibi...
Yay burcunu Jüpiter gezegeni yönetir. Zodyakın "büyük yararlı" ünvanına sahip Jüpiter şans, bolluk ve fırsat gezeni olarak nam salmıştır ancak yararını zararından ayırt etmek hiç kolay değildir. Çünkü tepeden tırnağa bir genişleme ve yükselme arzusuyla dolu olduğundan insanı abartı ve aşırılıklarla azdırır.
Astrolog Steven Forrest, Yay burcunu yöneten Jüpiter'in aydınlık yüzünün öğretmen, karanlık yüzünün de düzenbaz olduğunu söyler. Bir örnekle açacak olursak;
Yay burcu "Jüpiter Aşkına” diye coşkuyla bağırarak okunu fırlatır.
Nereye?
Öncesinde defalarca alıştırma yapıp belirlediği hedefe.
Tabiki bu öğretmen Jüpiter yöntemidir.
Bazen de Jüpiter, karikatür kahramanı Charlie Brown’a özenir.
Yayı gerer ve oku rast gele bir yere fırlatır.
Sonra okun saplandığı yere gider ve orayı hedef olarak işaretler.
Gerçekçi Lucy (Satürn) onu uyarır.
“Bu şekilde hedef alıştırması yapılmaz. Önce hedefi çizersin sonra oku fırlatırsın”
C. Brown yanıtlar;
“Biliyorum, ama eğer benim gibi yaparsan asla kaçırmazsın ”
İşte bu da düzenbaz Jüpiter yöntemidir.
Yay burcu bu iki yöntemi birbirinden ayrıt edecek çok önemli bir kaynağa sahiptir. Bu olgunlaşmanın anahtarı olan "deneyim" dir.
Yay burcunun inanç ve anlam duygusu çok kuvvetlidir. Bu Tanrıya inanç, evrene inanç, insana inanç ve hayatın yaşamaya değer olduğuna dair sarsılmaz bir inançtır. Sağlam anlam duygusu ve inancı Yay’ı hiçlik (nihilizm)den koruduğu için kolayına bunalıma düşmez.
Yay burcu varoluşsal kaygılarla en iyi başa çıkabilme yolunun inanç ve anlamdan geçtiğini içgüdüsel olarak bilir. Evrendeki hiçbir mekanizmanın insanoğlunun aleyhine çalışmadığına inanır ve her şerde bir hayır görür.
Bakış açısı pozitiftir. Bunlar insanı ayakta tutan ve iyi hissetmesini sağlayan olumlu özelliklerdir. Ancak aşırı genişleme ve gerçekçi olmayan beklentiler de bu burcun tuzaklarıdır.
Yay burcu bazen “Her şey olacağına varır” ya da "yarın ola hayrola" eğilimiyle sorumluluk ve uygulamadan kaçabilir. Yay'ın yarınlara olan bitip tükenmez umudu onun çoğunlukla bugün halletmesi gereken işleri ve meseleleri yarına ertelemesine sebep olur. O iflah olmaz bir iyimserdir.
Yay burcunun macera tutkusu güçlüdür. Aynı zamanda keşfetme arzusu da... Kâh Don Kişot gibi yel değirmenleriyle savaşır, kâh Evliya Çelebi gibi kıtadan kıtaya sıçrar, kâh Sokrates gibi felsefenin tozunu attırır, kâh da Yunus Emre gibi tefekküre dalar... Onun en temel yöntemi hayatı keşfederek öğrenmektir.