HALA anlayamadık…
Hala anlatamadık…
Çünkü anlamama ve uzak durma, unutturma ve dejenere etme anlamında bir direnç ve kasıt anlayışı sürüyor.
Bakın bu ülkede toplum kabullerinin aksinde bazı hareketleri yürürlüğe koyma projesi ve eylemlerinin 19 Mayıs öncesine getirilmesi tesadüf müdür sizce?
19 Mayısların gerçek anlam ve manada kutlandığı yıllara dönmemesi için ayak direme ve inat bu tesadüflerin ifadesi değil midir?
Oysa 19 Mayıs’ın anlamı tektir.
Bunu, başta bu hareketin başladığı kent olan Samsunlunun ve ülkemizin gerçeklerine vakıf insanlarının unutması, atlaması ve unutturması mümkün değildir.
16 Mayıs’ta çıkılan maceralı yolculuğun ilk durağı olan kentimiz Samsun, 19 Mayıs’ta, Kurtuluş Mücadelesi’nin ilk meşalesinin yakıldığı yer olduğu tarih sayfalarında da yer aldığı gibi, ülke tarihinin, Cumhuriyetli günlere geçişin ta kendisidir.
Bize böyle öğretildi.
Ve biz böyle okuduk tarihimizi, okuduklarımızla da tarihimizi teyit edip, benimsedik.
O ruhla bugünlere geldik.
O ruhu bizden sonraki nesillere aktarmayı, benimsetmeyi, unutmamayı, unutturmamayı, her Türk genci olarak görev benimsedik.
Her ne kadar bu gerçeklere sırt dönülse de…
Her ne kadar bu ışığın parlayışına set çekilse de…
Her ne kadar yeni nesillere sıradan bir günmüş gibi servis edilse de…
Biz, asla bu düşüncelere teslim olmayız.
Biz, 19 Mayısların gerçek anlamını unutmaz ve unutturmayız.
Biz, Cumhuriyetimizi bize armağan edip, miras bırakan Ulu Önder ve silah arkadaşlarının üstün çabalarını, kalbimizde ve kalplerde yıllardır yanan ateşinin küllenmesine asla ve asla müsaade etmeyiz.
Çünkü biz;
Atatürk çocukları ve Türk oğlu, Türküz…
Yaşasın 19 Mayıs…
Yaşasın Cumhuriyet.
Yaşasın demokrasi ve özgürlükler…