HAYALPEREST biri değilim.
Gereksiz kasılmaların içinde olmam.
Bugüne kadar da hiç olmadım.
En popüler olduğum televizyon yıllarımda bile ülke genelinde 16-17 televizyonun, yerelde ise 4 televizyonun yayında olduğu günlerde bile kendimi farklı yerlere hiç koymadım.
Ama bir hakikat vardı o günlerde.
Ekranda paylaştıkların bir bumerang gibiydi adeta.
Adresine çarpar, cevabıyla geri dönerdi.
Bunu neden söylüyorum 2025’in ilk günlerinde?
Bugünün siyasileri…
Seçilmiş yerel yöneticileri, teşbihte hata olmaz.
Duvar gibiler!
Ne duyuyorlar!
Ne hissediyorlar!
Siz ne yazarsanız yazın.
Ne önerirseniz önerin.
Düşündüklerinden veya üstlerinden onlara dikte ettirilenden başka hiçbir şeyi doğru ve dikkate alınır kabul etmiyorlar.
Ama olsun!
Ben bu riski bir kez daha göze alıyor ve 2025 yılında belki hassasiyetler değişir umuduyla bu kent için önerimi yine de sunmak istiyorum.
Geçmişte, delikanlılık yıllarımızda seyrettiğimiz yabancı filmlerde, evlerinden çıkan insanların bisikletle tren banliyölerine, ya da metro istasyonlarına gelip bisikletlerini park ederek metro ile seyrettiklerini izlerdim.
Akşam iş dönüşü bisikletlerini park ettikleri yerden alıp, evlerine doğru yola koyulurlardı.
Bu manzara aklımda o yıllarda çok yer etmişti ama önemini ancak yıllar sonra kavradım.
Bir kentin ulaşımını modernize eden ve modern kılan ancak toplu taşıma sistemleridir.
Toplu taşıma yeteri kadar geliştirilmiş ve özendirilmişse o kentte ulaşım, asla bir kargaşaya teslim olmaz.
Şimdi o nedenle Samsun ulaşım sistemindeki mevcut kargaşayı gözlerinizin önüne getirmenizi istiyorum.
Sabah ve akşam pik saatler ve dışındaki zamanlarda merkeze ve dönüş yolunda eve ulaşımlardaki o trafik keşmekeşini hatırlamanızı bekliyorum.
Hangi sistem gelirse gelsin.
Yeşil dalganın kralına da ulaşsanız bu karmaşa yıllar geçtikten sonra daha da içinden çıkılmaz bir sarmala dönüşecektir, bu kesin.
Ana çözüm olan Batı ve Doğu Çevre Yolları ve Battı-Çıktı Yolları kendilerini bu kentin insanı hissetmedikleri için ağızlarına bile almayan siyasilerimiz varken.
Çareyi, çözümü ufak iyileştirmede arayan yerel yöneticilerimiz, siyasi güçten yoksunken ana çözüme önümüzdeki yıllarda kavuşamayacağımız kesin.
O halde, ben yerel yöneticilerden, özellikle de Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan yeni önerime bir kulak vermesini rica ediyorum.
İmkânlar ölçüsünden gereksiz ve bekleyebilecek yatırımlardan vazgeçin ve mesainizi toplu ulaşıma yönlendirin.
Mevcut tren sayısını arttırabildiğiniz kadar arttırın bence.
İnsanları çok elzem olmadıkça özel araçları ile değil tren ile seyahate yönlendirin.
Bir başka şey daha;
Merkezdeki resmi daire ve bu anlamdaki tüm birimleri oradan ulaşım kolaylığı taşınır hale getirecek taşıyacak master planlar oluşturun.
Oluşturun ki, insanlar sabah merkeze, akşam Atakum istikametine deli danalar gibi koşuşturmaktan vazgeçsinler.
Bir günde, bir yılda olur demiyorum.
Ama imar planlarına düşülecek imar notlarıyla en azından hedef belli olur.
Doğruya, güzele ulaşmak sancılıdır.
Ama ilk adımı atmadığınız sürece bu sancının şiddeti artacak ve asla dinmeyecek bunu da bilin!