BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ daha uzun süre gündemi meşgul edecek gibi görünüyor.
Siyasetçiler görüşlerini söyledi.
Kimi savundu santrali…
Kimi eleştirdi…
Halk konuştu.
Sivil toplum kuruluşları fikirlerini söyledi.
Konu basında geniş yer buldu.
Haberler yapıldı...
Yorumlar yapıldı...
Bu yorumlardan biri de bana ait.
Kimse salladı mı bilmiyorum.
Umurumda değil ama bu kentin insanı olarak bildiğimi, düşüncemi söyledim.
Söylenenler üzerinden fikrimi söyledim.
Daha bir müddet konuşuruz elbette.
Ama hava kirliliği bir bilim dalı konusu.
Akademisyenlerin sahasına giriyor.
Doğayı neyin, ne kadar kirleteceğini en iyi onlar bilir ve söyler.
Bilimsel metotlarla da söylemlerine destek verirler.
Bu bilgi kimde ve nerede var?
Üniversitede elbette.
Bu konuda ilim yapmış tez hazırlamış akademisyenlerimizin konu hakkındaki düşünceleri hepimizi bağlar.
Bağlamalı da…
O üniversitenin de bir başı var.
Rektör...
OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait BİLGİÇ…
Konu ona da sorulmuş.
“Benim konum değil. Siyasi polemik yapılmış bir konuda fikir beyan etmem doğru değil” demiş ve eklemiş: “Ben Anatomistim.”
Bilimciler çeşitli panellerde fikirlerini söylüyorlarmış zaten.
Konuşmaları da izne tabii değilmiş.
Sayın Rektör yanlış düşünüyor!
Konu siyasi polemik malzemesi değil!
Türkiye’nin en verimli ovası mevzubahis olan...
Oradan yayılacak zehirli gazlardan etkilenecek binlerce insanımızın sağlığını ilgilendiriyor.
Yetişecek sebze ve meyveyi yiyecek olan 40 bin insanınızın sağlığını ve dolayısıyla sizi de…
Kenarda durarak şirin gözükmek çabası bir rektöre uygun davranış değil.
Ben sizin yerinizde olsam, “Benim konum değil ama kenti ilgilendiren bizi de ilgilendirir. Konunun uzmanlarıyla konuşup, işin doğrusunu ve fikirlerini Samsun halkı ile paylaşmalarını isteyeceğim” demeliydiniz.
Doğrusu ve sizden beklenen buydu.
Size yakışan da!
40 bin üniversite yaşayanını da düşünerek…