KAFALARINI kuma gömüp, kulaklarını tıkmayı marifet belleyenleri önce Allah’a, sonra vatandaşa havale ediyorum.
Son söyleyeceğimi, peşin söyleyeyim aslında.
Siyasi geleceklerini her şeyden önde tutan, rakip gördüğü herkese sırtını dönen ve kavga üreterek güçlendiğini düşünen zihniyetleri çok gördü bu memleket…
Geçmez diye düşündükleri yıllar, çabuk geçti ve sandık milletin önüne yeniden geldi.
O sandıkların sonucunu benim gibi sizde biliyorsunuz:
Hüsran!
O nedenle, yaşadığı kentin ve ilçenin insanlarının sağlık ve güvenliklerini bireysel uzaklık ve egoları nedeniyle göz ardı eden zihniyetleri kınamaya tenezzül etmiyorum bile
Ama bir şey hatırlatmak istiyorum…
Bugün boş verdiğiniz, dün sizi makama taşıyan bu halk yarın, vakti zamanı geldiğinde ne olduğunuzu bile anlayamadan alaşağı edecektir bilesiniz.
Hep söylediğim ve bana ait olan bir söz var:
“MAKAM insanı sadece koltuk sahibi yapar. ADAMLIK ise başka bir şeydir.”
O nedenle gücünüzü, bilginizi, mesainizi, niyetinizi, fıtratınızı ikinci şıkkı geliştirmek ve hizmetle mükellef olduğunuz insanların akıl ve vicdanlarında öyle yer etmek için çabalayın.
Vatandaşın gözünden düşerseniz, tutunacak bir dalınız kalmaz zira...
Evet, 5. gün bugün.
Ve beni ısıran köpek hala meydanda yok.
Bulmak için çaba da...
O köpek ve temas ettiği diğer köpekler karantinada olmalıydı bugüne kadar.
Bunu ben değil yasalar söylüyor.
Kastınız bana ise güler geçerim.
Hiç sorun yok.
On defa ısırılıp yere serilsem, her defasında yine ayağa kalkarım.
Derdim, kalkamayacaklar için...
Kendini koruyamayacaklar için...
Gözlerinin içine baktığımız çocuklarımız için...
Bu başıboş, aşısız, karnesiz köpekler ortada serbestçe gezindiği sürece onlar büyük tehlike altında.
Hadi diyelim beni ısıranı kudurayım diye bulmadınız, bulmak istemediniz...
Vicdanınızı kendini koruyamayacak, düşkün, ihtiyar ve çocukların karşı karşıya kalacağı tehlike de mi sızlatmıyor, uyandırmıyor?
Yahu, siz nasıl bir vazife anlayışına, nasıl bir görev bilincine sahipsiniz?
Siz talimat vermekten de mi acizsiniz?
Hadi beni sevmediniz, “Oh, iyi olmuş!” dediniz.
Peki, insanlığınızı, vicdanınızı da mı yitirdiniz?
Allah sizi bildiği gibi yapsın…
Ama siz bilin diye söylüyorum;
Siz istediğiniz kadar gözünüzü yumun..
Kulaklarınızı tıkayın…
Ben, bu işin peşini “bı rak mam!!!” derken, Samsun Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Sağlam aradı.
Kendisine özellikle teşekkür ediyorum.
Öylesi bir çabuklukla hareket edip, işin içine Alanlı Mahallesi Muhtarı Sezgin Çakır’ı da dahil edince, beş gündür bulunamayan köpeğin adresi ve sahibi belli oldu.
Ulaşmak istediğim sonuç da bu işte.
Görevine sahip çıkacak, sorumluluk sahibi bürokratları haberdar edip, uyarıp, sonuç almaktı.
Sanırım Tarım İl Müdürümüz sayesinde en azından bu yöredeki tehlikenin önüne geçebileceğiz.